10 Kasım’da Fatiha esirgenir, Çanakkale Zaferi’nin kutlamasında, hutbede adı geçirilmez. Şimdi eeey diyanet, Atatürk’ün dinimizle ilgili şu sözlerini okumak zahmetinde bulunur musunuz? Okuduktan sonra sarığınızı, takkenizi önünüze koyup, biraz da olsa düşünme zahmetine katlanır mısınız?
“Din vardır ve gereklidir. Din gerekli bir kurumdur. Dinsiz ulusların yaşamasına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Tanrı ile kul arasında bağlılıktır”(1930)
“Ulusumuzun din ve dil gibi güçlü iki erdeme sahiptir. Bu erdemleri hiçbir güç ulusumuzun yürek ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.”(1923)
“Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Kimi kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl kâfir onların bu sanısıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı Müslümanların kâfirlere tutsak olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın; hoca olmak sarıkla değil akılladır”(1923)
“Tanrı dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansın varlık ve bolluk içinde olsun diye yaratmıştır. En çok derecede yararlanabilmek için de bugün evrenden esirgediği zekâyı, aklı insanlar vermiştir.”(1923)
“Hz Muhammed Tanrı’nın birinci ve en büyük kuludur. O’nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim senin adın silinir. Ancak sonucu kadar O ölümsüzdür.”(1926)
“Bizim dinimiz, akla en uygun ve en doğal bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, bilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tümüyle uygundur.”(1923)
“Bizim dinimiz ulusumuza hakir, miskin ve aşağı olmayı örgütlemez. Tersine Tanrı da peygamber de insanların ve ulusların yücelik ve onurunu korumalarını buyuruyor.”
“Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma karşıyız ve buna izin vermeyeceğiz.”(1930)
“Beyler, yaşamın felsefesi, tarihin tuhaf yansıması şudur ki her iyi, her güzel, her yararlı şey karşısında onu yok edecek bir güç belirir. Bizim dilimizde buna gericilik denir.(İzmir halkıyla konuşma, Ankara,1932,s.109)
Şimdi soru – yorum: Kim daha fazla inanç sahibiymiş? Ezanı susturmayan, bayrağımızı indirmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e milyonlarca Fatiha okusanız, hutbelerde adını geçirseniz! Sizi ancak yüce Allah affeder. Eeey Diyanet sade bir Müslüman olarak sizlere sadece acıyorum…
Not: Sakın beni zındık bellemeyin. 4 defa hac, 10 defa umre yapmış, cami yaptırma hizmetinde bulunmuş inanç sahibi biriyim. Sapına kadar da Atatürkçüyüm. (S.T.)