ÜLKE gündeminde olduğu gibi, Yozgat’ta da bir türlü gerçekleri konuşup tartışamaz olduk. 
Geçen hafta Çekerek ilçemizde yaşanan bir takım hadiselerin basına yansımaması için gayret sarfederek kendilerince çözüm üreten yetkililerimiz umarım yaptıkları yanlışı kavramışlardır..!
Çekerek ilçemizdeki hadisenin iç yüzü yerel basından kaçırılmış olsa da, Pkk sempatizanı Mezopotamya Haber sitesi tarafından “Yozgat’tan çıkarılan Kürt işçiler: Muhtarlar 42 köyü kışkırtarak saldırttı” başlığıyla duyurduğu haber bazı ulusal basın tarafından okurlarına servis edildi. Pkk’nın Yozgat üzerine oynadığı oyun amacına fazlasıyla ulaşmıştı. Ülke genelinde HDP’nin teşkilatlanamadığı tek il olan Yozgat, pkk sempatizanları tarafından Çekerek’te yaşananlar üzerinden aforoz edilmiş, Yozgat kürt düşmanlığıyla suçlanmıştır. Haberin menşeine ve içeriğine bakıldığında ne derece “ırkçı” bir sunum olduğunu aklı olan herkes anlayacaktır. 
Yozgat halkı Alevi’si Kürdü kendilerini Türk milleti olarak görmektedir. Olayın vuku bulduğu yerin hemen yakınlarında üç kürt köyü mevcut, saydığı muhtarlar içerisinde de hem Alevi hem de kürt köylerinin muhtarları var. Muhtarların dışında da hiçbir köyden kimse olaya karışmamıştır. 
Kürt-Türk çatışması planladıkları kışkırtıcı eylemlerinin amacına ulaşmaması, belli ki birtakım çevreyi hayal kırıklığı yaratmış.   Yaşanan hadiselerin gerçek yüzünün Yozgat yerel basından gizlenmesi, yetkililerce örtbas edilmeye çalışılması daha büyük yanlışlara yol açmış, “suçlamaları kabullenmiş” algısına neden olmuştur.
Ne acıdır ki bu yaşananlar, sansürün kaldırılışının miladı olan 24 Temmuz tarihinin arifesinde yaşanmıştır. 
Dün gerçekleri manşetlerimize taşıyamadığımız için, bugün pkk siteleri tarafından ortaya atılan yanlışları düzeltmekle meşgulüz.
Devlet kimsesizin 
kimsesi değil mi?

Bir diğer acı olay ise yine geçtiğimiz hata içerisinde Sorgun ilçemizde yaşanmış, tarım arazisi içerisinde ekinlerin biçildiği esnada çürümeye yüz tutmuş bir erkek cesedine rastlayan çiftçiler, polis ve jandarmayı arayarak ihbarda bulunmuşlar. Sonradan kimliği belirlenen kişinin Sorgun Devlet Hastanesinden firar eden bir hasta olduğu anlaşıldı. Abdullah PARLAK isimli Alkolik vatandaş Yozgat Cumhuriyet alanında 8-9 kişi tarafından darp ediliyor, önce Yozgat Şehir Hastanesine kaldırılıyor, Pandemi hastanesi olması gerekçe gösterilerek Bozok Üniversitesi Araştırma Hastanesine sevk ediliyor. B.Ü Araştırma Hastanesi hangi gerekçe gösterdi bilinmez, oradan da Sorgun Devlet Hastanesine naklediliyor. Hastayı Sorgun Devlet Hastanesi alıyor Beyin Cerrahisi bölümü yoğun bakım ünitesine yatırıyor. Yoğun bakımda sekiz gün kalan Abdullah PARLAK isimli vatandaş daha sonra normal servise alınıyor. Kolunda serum takılı olduğu halde serum setini çıkarıyor, damaryolu açık halde hastanesinden firar ediyor.
Buraya kadar olanlar normalmiş gibi gözükse de, soru işaretleri çok. İlgili ve yetkili kişilere bazı sualler sormamız gerekmez mi?
Sekiz dokuz kişi birden darp edilen bir vatandaş neden hastane hastane gezdiriliyor? Hastanın alkolik ya da kimsesiz olması, sosyal güvencesinin olmamasının bu yaşananlarla alakası var mı?
Bir hasta damaryolu açık bir vaziyette hastaneden firar ederken hiç mi kimse fark etmedi?
Abdullah PARLAK kolundaki serumu kendisi çekip çıktı ise muhtemeldir ki, damaryolu açık olduğu için kan kaybından hayatını kaybedeceği düşünülerek arama yapıldı mı, yakınları haberdar edildi mi?
Hastanın alkolik ya da kimsesiz olması, onun insan olmadığı anlamına gelmez. 
Adı üstünde; hasta…
 Hasta kişiler sağlıklı düşünemez. Eğer ki o hasta sizin himayenizde ise, “gitti kurtulduk” gözüyle bakamazsınız. Bu kişi sizin bir yakınınız da olabilirdi.

***
KURBAN BAYRAMINIZI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLAR, SAĞLIK, MUTLULUK DİLERİM.