Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER / Antalya -Kaliteli Yaşam Uzmanı
Sokaklarda amaçsızca gezerken bir berber dükkânının çırak aradığını görür ve efendiliğini ispatlayarak o dükkana çırak olarak işe başlar. Bu sırada amcasını bulur ve onun da çok zor şartlar altında çalıştığını ve hayat mücadelesi verdiğini görünce, sokakta kaldığını söyleyemez ve oradan ayrılır. 
Tam o sırada aynı köyden kendi yaşında bir arkadaşıyla karşılaşır. Onun babası da aynı yere yakın apartman görevlisidir. Onunla birlikte gezerken Çankaya’da pembe köşkü görürler. Bu köşkün İsmet İnönü’ye ait olduğunu öğrenen Dinçal, arkadaşına gidip onunla görüşmeyi teklif eder. Arkadaşı da ona uyar ve Köşkün kapısına gelirler.  Amaçları İsmet İnönü’yle görüşmek ve kendilerini okutmalarını istemektir. 
Zira  Şevki Dinçal, her ne pahasına olursa olsun okumak istiyordur. Dinçal başarılı bir öğrencidir ve okuduğu bundan önceki bütün okullarından takdirname almıştır. Ne yazık ki kapıdaki görevli asker bu çocukların samimiyetine güvenmez, köşkün sahibine çıkarmak yerine onları kapıdan kovar.
Umutsuz bir şekilde oradan ayrılan Dinçal, okumak istiyordur ve kendisine mutlaka bir hami bulmalıdır. Aynı gün gazete büfesinin önünde gazetelere uzaktan göz atarken, bütün gazetelerin Süleyman Demirel’den bahsettiğini görür. 
1965 yılında Demirel seçim kazanmış ve Ülkenin yönetiminde söz sahibi olmuştur. Bu büyük adam bizi okutur düşüncesiyle, Demirel hakkında bilgi toplamaya başlar. Gazeteleri okuyarak Sayın Demirel’in Güniz sokakta oturduğunu öğrenir. 
O sırada Kavaklıdere semtinde olan Dinçal ve arkadaşı, sorarak  Güniz sokağı bulurlar ve beklemeye başlarlar. Bu sırada Sayın Demirel tarafından fark edilirler. Sayın Demirel kapıdaki görevliye bir şeyler söyler ve görevli de onları hemen yanlarına çağırır. Dinçal  burada Sayın Demirel’e dertleri ve okuma isteklerini dile getirir. 
Onlar konuşurken  Nazmiye Hanım da dışarı çıkar, o da çocuklarla ilgilenir. Demirel, Dinçal ve arkadaşına Adalet Partisi genel merkezine gitmelerini ve genel sekreter İhsan amcalarını (Sabri Çağlayangil) görmelerini ister. İhsan amcaya gittiklerinde parti görevlisi yine bunlara inanmaz ve kovar.
O anda Sayın Demirel, Çağlayangil’i telefonla aramış ve çocukları tarif etmiştir. Çağlayangil, hemen çocukları buldurur, onlarla ilgilenir. Dinçal ve arkadaşı okula yazdırılır. O sırada kalacak yeri olmayan Dinçal, durumu sonradan öğrenen ve çok üzülen Çankaya’da apartman görevlisi amcasının yanında bir süre  kalır. 
Daha sonra da İhsan Beyin yardımıyla Aktaş yetiştirme yurduna yerleştirilir.  Dinçal sokaklardan kurtulmuş, çok istediği şey olmuş okumaya başlamıştır. Bunun yanında  18 yaşına kadar sürecek yetiştirme yurdu günleri başlamıştır. Öksüz yetim yurdunda kalmak belki biraz zor olsa da hiç olmazsa sokakta yatmaktan daha iyidir. Yurt yönetimi bir müddet sonra Dinçal’ı ili olan Sivas yetiştirme yurduna aktarır. Akrabalarına yaklaşmıştır ama, yeterli ilgi ve sevgiyi yine görememiştir. 
(Devamı var)