Bizler âlemlerin Resulü S.A.V Ümmeti Fatih’in torunu olarak farklı renklere nasıl baktığımızı tarihimizde çok net olarak gösterdik, aynı niyet ile hareketle amaç şu dur.
Türkiye’de yaşayan ancak kendileriyle yüz yıllardır kardeş olarak yaşadığımız Alevilerin ve Kürtlerin kimliklerini kullanarak içimizde Alevi’ymiş gibi Kürt’müş gibi yaşayan binlerce insan var bunların amacı Kardeşliğe zarar vermek ve kendi idealleri doğrultusun da asimile yapmaktır.
Bunlara örnek Türkiye de bir çok yerleşim yeri vardır, hâlbuki kimliklerini gizlemelerinde hiçbir sakınca yoktur güvenlik ve dışlanmayı öne sürerek bu oyuna devam ediyorlar, mesela Türk sinemasında (Sami Hazinses) gerçek adı (Samuel Agop Uluçyan) kimliğini gizleyenlerden biriydi bir diğeri (Nubar Terziyan) gerçek ismi ise (Nubar Alyanak)tır bu sanatçı ise kendini gizlememiştir, bu isimleri tanımayanınız olabilir ancak internetten bakarsanız iki sanatçıyı da çok iyi tanıdığınızı görünce anlayacaksınız ikisi arasında Türk halkının davranışı açısından bakılınca hiçbir fark olmadığını ikisini de bağırlarına bastıklarını hatırlayacaksınız, inanın buna yüzlerce örnek verebilirim, kulaktan dolma değil tamamı ile Türk Dil Kurumu, Çeşitli Gazete, TV, bir çok tarihçi Prf. Kaynak olarak kullanıldı, bununla birlikte çevremizde yaşayan dost arkadaş ve komşu olan gerek Alevi, gerek Kürt gerekse azınlıkta ki diğer vatandaşlarımızdan da fikirler edindik.
İşte Türkiye de oynanmak istenen tehlikeli oyunların yöntem ve etkileri işte tarihte yalan olarak yutturulmaya çalışılan ve gerçeğin karşısında etkisiz kalan iddialar.
Bu konuya özellikle Kemal Kılıçtaroğlu’nun “ Kürt Alevi’yim “ demesinden sonra daha fazla hassasiyet gösterdim.
Bu sözü ilk kullanmaya başladığı zaman kulağımda sanki Kürt Alevi olmaz diye bir ses hatırladım ve koyuldum araştırmaya aylar süren çalışmalardan sonra anladım ki Kılıçtaroğlu teyyare den masallar anlatıyor.
Kılıçtaroğlu’nun Annesinin Ermeni soyundan gelmesini sorun etmiyoruz kişi soyu ve Milletinden dolayı dışlanamaz, ancak ortada yutturulmaya çalışılan bir yalan ve Alevilere karşı yapılan bir saygısızlık vardır.
Annesi (Yemüş) hanım Ermeni’dir Ermeni’den nasıl olurda Kürt Alevi olur?
Yemüş Hanım, Kamer Bey ile evlendikten sonra kimliğinde değişiklikler yapılıyor tabii ki. Din hanesine “Müslüman” ibaresi yazılıyor. Ancak hiçbir zaman önceki dinin ritüellerinden taviz vermiyor. Kocasının cemine ve cemaatine gitmiyor. Ermeni âdet gelenek ve göreneklerinden vazgeçmiyor. Hayatının sonuna kadar gizli bir Ermeni olarak yaşıyor. Kabri şu anda Atlantı Ermeni Mezarlığı’nda.
Atlantı Köyü Tunceli’ye bağlı bir yerleşim birimidir. 2008 Kasım’ında vefat ediyor ve Atlantı Ermeni Mezarlığı’na defnediliyor. Cenazesi her ne kadar cemevinde kaldırılmış olsa da vasiyeti üzerine Ermeni mezarlığına defnedilmiştir. KaynakTürkiye Gazetesi Muhabiri Adem Demir, röportaj Süleyman Yeşilyurt Kibanım ismi “Dersim Ermenisi Yemuş Hanım’ın Oğlu Çarkçı Kemal”.
“Ailesi Dersim’in eski adıyla Kızıl Kilise, yani Nazımiye ilçesinden”
Ataları Orta Asya’dan Dersim’e gelen ve Kureyşan aşiretine mensup BALABANLI aşireti de kök akrabalığı bulunan ALEVİ-TÜRKMEN özeliği gösteren bir inanç ve geleneğe mensuptur.
Kılıçdaroğlu’nun ataları Osmanlı’ya isyan eden “DERSİM EŞKİYALARI” olarak da bilinir. Yazar Cezmi YURTSEVER
Salı, 25 Mayıs 2010
Sayfa 1 Toplam: 2
Şimdi sizce Kılıçtaroğlu ne demesi lazım? “Ben Türkmen Alevi’siyim, ya da Ermeni’yim demesi gerekmiyor mu? Ancak asla kürsülerden söylediği gibi Alevi Kürt değil.
TÜRKİYE DE KÜRT
ALEVİ VAR MIDIR?
Buna gerek yanlış tarih gerekse gerçek tarih olarak iki şekilde cevap verilir “vardır ve yoktur” hangisi doğru diyecek olursak kesinlikle “yoktur” deriz.
Bugün Kürtçe ve Zaza’ca konuşan Alevi aşiretler Zaza’ca ve Kürtçeyi sonradan öğrenen Türkmen aşiretleridir.
Şeref han 16 yy da Kürdistan sınırlarını çizerken Kürtler hakkında verdiği bilgilerde Kürtlerin (Yezidi olan küçük bir bölümü hariç) tamamı Şafi mezhebine bağlıdır demiştir. (kaynak Türk Tarihi)
İkinci önemli bilgi ise dünyanın kendisinden ve eserlerinden emin olduğu değerli büyüğümüz Evliya Çelebidir işte Evliya Çelebi’nin tespiti 17 yy da Kürdistan’ın sınırlarını çizerken Kürtler hakkında verdiği bilgide o yıllarda Aleviliğe bağlı Zaza ve Kürt aşireti olmadığını Kürtlerin tamamının şafi mezhebinde olduğunu kesin bir dille kaleme almıştır.(kaynak Seyahatnâme)
Bu durumda iki önemli ayrıntı çıkıyor ortaya
1-Bazı Kürler ve Zaza aşiretler Aleviliği benimsediler
2- Yahut bazı Alevi Türkmen aşiretler Zaza’ca ve Kürtçeyi öğrendiler
Alevi aşiretlerin 16 yy önce Zaza ya da Kürt olduklarına dair her hangi bir kayıt yok.
-----------------------
Bazıları tüm dünyaya özellikle Alevilere karşı yalan bir tarih göstererek
M.ö 715-550 arası “Kürt Medler” M.ö 550 ile 330 arası “Ahameniş” M.ö 247 ile M.s 428 “Kürt Part İmparatorluğu”
Dini İnanç: Zerdüşt
Dil:Kürtçe ve Zaza’ca
Bu kaynaklarda “Türkçe yok, Türk yok, Türkmen yok diyerek kaleme alınmıştır. Çeşitli İnternet kaynaklarında bunu yazanların altını çizerek ve özellikle vurguladığı “Türkçe yok Türk yok Türkmen yok” izahı nasıl bir Türk düşmanı olduklarını belli ediyor.
Bir gerçeğe dayandırmadan yazılan ve ne yazarları doğru dürüst belli olan ne de gerçek bilgi taşıyan bu zihin kargaşaları dikkate alınmamalıdır.
İşte size bir yalan daha.
Aynı kalem Azerilerin Asya ile bağlantısı olmadığını komşularla benzerliği olduğunu kesin olarak yazıyor.
Azerbaycan’ın komşularına bakalım bu yalan ve iftirayı da ortadan kaldıralım.
Azerbaycanın Komşuları; Kuzeyde Rusya, kuzey batıda Gürcistan, batıda Ermenistan, güneyde İran ve batıda (Azerbaycan'a bağlı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile komşu olan) Türkiye ile komşudur. Doğu sınırını Hazar Denizi çizmektedir.
Şimdi siz söyleyin komşularında kasıt Azerilerin Ermenilere Bir kısmının da Ruslara benzediğine inandırmaya çalışırlar işte bunları yazan basiretsizler sizce Alevi kardeşlerimiz hakkında ne kadar gerçek bilgi verebilirler ya da vermek isterler? Devam edecek….
