YOZGAT gibi ekonomisi sıkıntılı şehirlerde, seçim öncesi endişe de söz konusu.
Seçmen öyle bir sıkıntıdaki vicdanen hayatının en zor kararını verecek.
Değişim arzulayanlar var bu memlekette.
Mevcut düzenin devamını isteyenler de var.
Her iki tarafın da derdi Türkiye’nin huzuru, selameti ve güveni.
Bundan dolayı seçmen karar vermekte zorluk çekiyor.
Hele orta ve ihtiyar kuşak seçmen bu noktada daha da zorlanıyor.
Çünkü onlar Türkiye’nin değişik dönemlerini gördüler, yaşadılar.
Darbeler gördüler, ekonomik krizler atlattılar.
Bundan dolayı, vatandaş 24 Haziran seçimlerinden sonra ülkedeki istikrar ve güven ortamının bozulacağından endişe ediyor.
Kimisi mevcut iktidarın yeniden seçilmesi durumunda, görüntüye yansımayan sıkıntı ve sorunların patlak vereceğini savunuyor.
Kimisi ise mevcut iktidarın görevden ayrılması durumunda, iş başına gelecek yöneticilerin ülkeyi AK Parti gibi yönetemeyeceği endişesi taşıyor.
Türkiye’yi yönetme iddiasında olanlar ile milletin temsilciliğine soyunanların, öncelikle vatandaşa güven vermesi ve güven sağlaması gerekiyor.
Seçmene yaranmak adına traktöre binmeler, at üzerinde gezmeler, tarlada çalışan köylüye yardım etmeler seçmen nazarında çok önemli değil.
Seçmen güçlü ve kararlı liderler görmek istiyor.
Seçmen cesur ve irade sahibi siyasetçiye oy vermek istiyor.
Belki bir dönem halk adamlığı görüntüsü vermek, sandıkta önem arz ediyordu ama günümüzde çok da seçmeni etkilemiyor.
24 Haziran seçimleri öncesi, 24 Haziran sonrası için endişe duyan seçmen kitlesinin endişesi biraz da bundan işte.
Haydi selametle…