Yok yok hayır.
Bu kez ÇEDAŞ’ı suçlayacak değilim.
Bu kez ÇEDAŞ’ın bir günahı yoktu.
Bu seferki suçlu Dokunuş Projesi’nin ekibiydi.
Yaklaşık bir aylık aydınlığı sanki bir gecede karanlığa çevirdiler.
En azından ben öyle hissettim.
Bundan dolayı dokunuş ekibini suçluyorum.
Evet, mübarek ramazan ayının başında başlamıştı proje.
Ramazanın sonuna gelmemizle birlikte de sonlandı.
Çünkü hedeflenen menzile ulaşılmıştı.
Çıkılan yolda gönüller, yürekler, kalpler birleşince yolculuk kolaylaşmıştı.
Biliyorum, bu karanlığa çevirme meselesini merak ediyorsunuz.
İzah edeyim hemen…
Yozgat, geçmişte kültür, sanat ve sosyal hayatı çok canlı bir vilayetmiş.
Bunu zaman zaman dile getiriyoruz.
Ancak özellikle 80’li yıllardan sonra günümüz tabiriyle monotonlaşan bir şehir noktasına gelmiş.
Bazılarının ifade ettiği gibi arabesk, ruhsuz ve cansız kalmış bir şehir halini almış.
Bu duruma son vermek adına son yıllarda önemli projeler ve etkinlikler tertip ediliyor.
Bu proje ve etkinlikleri de genellikle Yozgat Belediyesi yürütüyor.
Dokunuş Projesi’de yine belediyenin katkılarıyla başlamıştı.
Proje geçtiğimiz gün sonlandığı için, önceki gece çarşıya indiğimde şehrin elektriklerinin kesildiği hissine kapıldım.
Askerlik şubesinin ışığı sönüktü.
Kulağımıza gelen tatlı nağmeler bir anda kesilivermişti.
Kıymetli hocamız Ertuğrul Kapusuzoğlu’nun: “Damlayaa damlayaa göl olur muuu!” diye haykırışını duyamadım.
Binanın ilk camından gözüken ve ince sanatını işleyen kıymetli büyüğümüz, hocamız Mehmet Yancıoğlu da yerinde yoktu.
Oktay Yıldırım abi makinelerini ve tablolarını toplayıp gitmişti.
Sadeddin Arslan abi canlı yayın yapmıyordu.
Sessizce çalışan ve suya küçük dokunuşlar yapan Ebru sanatçılarımız da ortadan kaybolmuşlardı.
Gerçekten caddeye bir burukluk çöktü.
Daha evvelde söylemiştim, yine söylüyorum…
Ne kadar çok ihtiyacımız varmış bir araya gelmeye.
Ne kadar çok ihtiyacımız varmış birlikte güzel ve hayırlı işler yapmaya.
O çocukların yeni giysilere, bizim ise bir araya gelmeye ihtiyacımız varmış.
Dokunuş ekibi her iki ihtiyacı da ziyadesiyle giderdi.
Hepsinin yüreğine ve emeğine sağlık.
Belki yine, yeni projelerle karşımıza çıkabilirler.
Neden olmasın…
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Bayrama bayramlıklarıyla girecek olan Yozgatlı çocukları.
*Dolu ve sellerle zarara uğrayan Yozgat çiftçisini.