Elleri kınalı, gözleri sürmeli, nimet kadar mübarek, vatan kadar aziz, güzeller güzeli annem… Çok özledim seni…
    Yine sabahları erkenci, geceleri nöbetçi misin oralarda?.. Kan uykularında, bin bir rüyalarda mısın annem?..
    Kalbin hiç acımasın, çok şükür ben iyiyim annem… İçimi kemiren, başımı döndüren tek derdimsin buralarda, ne olur gamı kalbinden, sil süpür annem…
    Bilirim; “iyiyim oğul” dersin her seferinde, kıyamazsın küçüğüne yaban elde… Bir kerede kıy be annem. Açıl bana, yüreğini gönder… “Oğul bir derdim yok” deme… Yağmur gibi boşalmasın gözlerin, oralara kara bulutlar çökmesin, hicran içine işlemesin… Kalbin, bir kalbin var, o sakın incinmesin annem… Bilirsin anlarım şehrime düşen damlalar nerelerden aşar gelir, taa iliklerime kadar işler… Sen üzülmemi istemezsin annem…
    Çoktandır görmek isteyip de göremediğim, mektuplarımı öpüp koklayan, mektuplarını öpüp kokladığım, yüzümü sürdüğüm annem…
    Tren rayları arasına sıkışan umutlarını ben bilirim… Bu bayramda yokum yanında, üzülme gelemiyorum diye ve boş vagonlara bakıp bakıp sakın ağlama anne… Babama söyle onu da çok özledim, unutmasın bu sene yine Fenerbahçe şampiyon annem…
    “Kara tren gelmez mi ola, düdüğünü çalmaz mı ola…”
    Türküler bu kentte insanın içini daha bir yakıyor anne… Gurbet akşamları ve sensiz doğan her gün bir başka acıtıyor kalbimi. Dayanamıyorum… Gel gör ki ekmek parası boynumu büküyor bu bayram sabahı anne…
    Sensiz geçen günlerimi sakın bana sorma, burası gurbet ve ben yalnız gecelerimde seni çok özlerim anne. Dağların arkasına sıkışan umutlarımın birincisi sensin, aşıp gelemesem de, kollarına düşemesem de,  içimde, gözlerimde, kalbimde her yerimdesin anne. Sabah içtiğim çayda, akşam başımı koyduğum yastıkta ve gözlerimi hasretle diktiğim tavanda hep sen varsın… Ne zaman ben sana verdiğim sözü tutabildim ki, biliyorum yine tarhana çorbasını soğuttum anne…
    Sarmaşık karası geceler yaşanıyor buralarda ve buralar sensiz çok karanlık…
    Daha emzirilecek çağda göğsünden düştüm gurbet ellere, ne ayazına alışabildim bu kentin, ne gürültüsüne, ne de griliğine anne…
    Sorma annem, ana oğul bu bizim kaderimiz oldu belki de, fakat her ayrılığın bir gün kavuşması vardır ve ben o günden çok ümitliyim…
    Özledim anne her yanı sen olan memleketimi, burcu burcu kokan topraklarımızı, tarhana çorbanı, kınalı mübarek ellerini, bulgur pilavını, kuzuları, kuşları her şeyini özledim annem, her şeyini…
    Sorma annem sorma… Geleceğim çok yakında meraklanma…
    Ekmek parası çıkar çıkmaz, tarhana çorbası kaynar kaynamaz geleceğim…
    Bekle beni anne, bekle…
    Sevgiyle…