BUGÜN siyaset mi konuşalım, eğitim mi bilemedim.
Yeni bir eğitim öğretim yılına başladık bugün.
Geçen hafta uyum eğitimi kapsamında, minikler ders başı yapmıştı zaten.
Yozgat’ta ilkokul sıkıntısı yaşıyoruz.
Gazeteciler olarak ilkokuldaki minikleri çekmek istediğimizde, il merkezinde okul bulamadık.
Soluğu Mehmet Akif Ersoy İlkokulunda aldık.
Yozgat’ta yaşanan okul sıkıntısını gidermek adına başlatılan projeler var.
Yıkılan Ziya Gökalp  ilkokulunun yerine, yenisi inşa edildi.
Diğer yıkılan alanlarda ise henüz bir çalışma başlatılmış değil.
Son günlerin tartışma konusu ise taşımalı eğitim ile ilgili alınan karar.
Kırsaldaki veliler, çocuklarının taşımalı eğitim yerine pansiyonlara yönlendirilmesine tepki gösteriyor.
Bazı veliler ise uygulamayı daha doğru buluyor.
Yetkililerin gerekçesi ise mantıklı…
Yozgat’ta 800 kapasiteli pansiyonlarda, 250 öğrenci barınıyor.
Lakin devlet yine aynı harcamayı yapıyor, aynı elektrik ve doğalgazı da pansiyonlarda harcıyor.
Öğrencileri taşımayla taşımak yerine, ilk olarak pansiyonlara yerleştirmenin doğru olduğunu söylüyorlar.
Bazı köylüler ise bu uygulamalarla köylerin daha hızlı boşalacağını ve göçün hızlanacağını iddia ediyorlar.
SİYASET…
Eğitimden başladık, siyasete geçiş yapıyoruz.
Gündemde yerel seçimden ziyade, ekonomik kaygılar yatıyor.
Genel gündemden bahsediyorum tabi.
Yozgat ölçeğine gelirsek bazıları yerel seçim sürecinde, sahaya erken atladığını fark etti.
Lakin bir kere meydana çıktıkları için geri dönüş yapma şansları da ortadan kalkmış oldu.
Aralarından bazıları birileriyle polemiklere girerek, kendini gündemde tutmaya çalıştı, lakin başarılı olamadı.
Toplumda da karşılık bulamayınca ne yapacaklarını şaşırdılar.
Partiler ise suskunluklarını korumayı sürdürüyor.
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Yozgat’taki il, gençlik, kadın ve belediye başkanlarının da katıldığı bir toplantı yaptı.
Partinin yerel seçimde neler yapacağını, orada başkanlarıyla paylaştı, istişareler etti.
MHP’de ise suskunluk devam ediyor.
İYİ Parti, il başkanı sorununu yeniden çözüme kavuşturdu.
Siyaset ise şu sıralar böyle işte.
MECLİS KALMADI
Yozgat’ta fikir, istişare ve kültür meclisleri kalmadığı için, insanlar dükkanlarda, banklarda fikir tartışmaları yapıyor.
Kağıt üzerinde yer alan STK sayımız dudak uçuklatıyor.
Lakin iş icraata gelince, hiçbirisini sahada göremiyorsunuz.
Bu STK’ların birçoğu da ‘biz fikir ocağıyız’ diyerek devlet yetkililerinden yer talebinde bulunuyor.
Yetkililer, onlara kamuya ait binaları tahsis ediyor, akabinde ise kapıya kilidi vuruveriyorlar.
Önemli olan kağıt üzerindeki başkanlıklarının devam ediyor olmasıdır.
Önemli gün, gece ve etkinliklere davetiye de yollanması, onlar için yeterlidir.
Fikir ve düşünceye sevdalı bir avuç insan, kürsü ve meclis bulamasa da, çay ocağı köşelerinde, ince belli bardaklarla çaylarını yudumlayarak, düşünmeye ve fikir söylemeye devam ediyor.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*İlçesine başkan olmaya çalışan siyasetçiyi.
*Ezan okuma yarışmasında ikinci olan Yozgatlı din görevlisini.