Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası İl Temsilcisi Sedat Tuygun, YGS’de yaşanan şifre skandalının sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

                Tuygun, yaptığı yazılı açıklamada ÖSYM’nin Yüksek Öğretime Giriş Sınavı’nda adaylara ve öğretmenleri yönelik abartılı aramalarla yaptığı sınavın ardından ortaya çıkan şifreleme olayını ‘skandal’ olarak nitelendirdi.

                Şifreli kopya iddialarının sınav yapıldıktan kısa bir süre sonra ortaya atıldığını belirten Tuygun; “İddialar karşısında ÖSYM yetkililerin açıklamalarının son derece yetersiz ve çelişkilerle dolu olması kuşkuları artırmış, sınavın şaibeli olduğu yönündeki görüşleri daha da güçlenmiştir. Üstelik daha KPSS'de yaşanan hırsızlığın perde arkası aydınlatılmamışken, YGS'de yaşanan şifre skandalı ÖSYM'ye karşı duyulan güvensizliği ve şüpheyi bir kat daha artırmıştır” dedi.

                Şifreleme yöntemi ile yapılan kopya girişimi ile bazı kişi ya da grupların haksız çıkar sağlama endişesinin ortaya çıktığını ileri süren Tuygun şöyle devam etti: “Sınavdan bir-iki gün önce bazı dershanelerin bu şifreleme yöntemini bildiği ve öğrencilerle paylaştıkları yönündeki bilgiler de kamuoyunda karşılık bulmaktadır.

                Dolayısıyla bu süreç ideolojik bir istismar politikasının, kendi yayılım alanlarında taraftarını toplama ve yetiştirme idealinin bir aşamasından başka bir şey akla getirmemektedir.

                ÖSYM başkanının söylediği gibi 1 milyon 700 bin kitapçığın kamuoyu ile paylaşılması, cevap anahtarları açıklanmadan bir şey ifade etmeyecektir. Kaldı ki kitapçıkların üzerinde işaretleme yapılmış orijinalleri paylaşılmadıkça sorun çözülmeyecek; aksine şüpheler ve iddialar daha artacaktır. Bu noktada yapılması gereken, alanında uzman tarafsız bir komisyonun söz konusu kitapçıkları incelemek üzere bir an önce oluşturulmasıdır. Bu skandalın en ince ayrıntısıyla ortaya çıkarılmasını sağlamak, önce ÖSYM'nin sonra da kendisine sorulan soruları muhatabı olmadığı gerekçesiyle yanıtsız bırakan Milli Eğitim Bakanı'nın sorumluluğundadır. Yapılan açıklamalar birbiriyle çelişkili ifadeler barındırdığı ve birçok noktayı karanlıkta bıraktığından, konuya ilişkin hiçbir mesafe alınamamıştır. 1 milyon 700 bin öğrenci ve ailenin uğradığı bu haksızlık, sınav iptal edilerek bir an önce giderilmelidir. Bu süreçte öğrencilerimizin LYS'ye girerken kafalarındaki şüpheleri gidermek, sınava güvenli bir şekilde girmelerini garanti edecek önlemler almak büyük önem taşımaktadır.

                Şifreleme yönteminin nasıl olduğu, kim tarafından, kimlerin bilgisi ve yardımıyla gerçekleştirildiği, kimlere servis edildiği ve karşılığında ne tür bir çıkarın söz konusu olduğunun ortaya çıkarılması için gerekli yasal sürecin bir an önce başlatılması gerektiği görüşündeyiz. ÖSYM başkın ve sorumlu diğer yetkililerin doğrudan böylesine bir oluşum içerisinde olmasalar dahi gerekli tedbirleri almamaları nedeniyle görevlerinin gereklerini yerine getirmedikleri ortadadır.

                Eğitim ve Bilim Emekçilerinin temsilcisi olarak, ÖSYM Başkanı başta olmak üzere bu eğitim ve bilim hırsızlığının sorumlularını istifaya çağırıyor, görevini kötüye kullanan tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.”

Editör: TE Bilişim