Coşkun, İntihar girişimlerinin sıklığının ise tamamlanmanmış intiharların 20 katı düzeyde olduğuna dikkat çekti. Coşkun, “Her intiharın aile ve yakın çevre üzerinde yarattığı ruhsal zorlanmayı düşünürsek sorunun büyüklüğünü daha iyi anlayabiliriz. İyi olan şu ki ‘intihar önlenebilir.’ Çünkü kimse biranda intihar kararı vermez, intihar girişimine giden yol zaman alır. Eğer bizler intihar riski olan kişilerdeki ya da kendimizdeki bu işaretleri erken fark eder ve erken yardım almayı sağlarsak bir hayatı kurtarmış oluruz” diye konuştu. Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında bir psikiyatrik hastalık mevcut olduğunu belirten Coşkun, “İntiharların en önemli sebebi depresyondur. Oysa ki depresyon tedavi edilebilen bir hastalıktır ve kişi bir defa tedavi olduğunda intihar düşünceleri de ortadan kalkar. Bununla birlikte depresyondaki kişi kendini, geleceği ve insanları olumsuz değerlendirme eğiliminde olduğu ve hiç kimsenin ona yardım edemeyeceğine inandığı için tedavi arayışına girmeyebilir. Bu nedenle depresyon ve intihar eğiliminin işaretlerini siz ya da yakınlarınızda görürseniz vakit kaybetmeden yardım arayışına girin. Bu işaretler içe çekilme, halsizlik, enerjisizlik, iştah ve uyku düzensizlikleri, dikkat sorunları, umutsuzluk, değerli eşyalarını dağıtma, sık sık intiharla ilgili konuşma ya da mektup yazma olabilir” ifadelerini kullandı. Coşkun, intiharların önlenmesi konusunda önerilerde de bulunarak, intihar hakkında konuşmaktan, soru sormaktan çekinilmemesini istedi. ‘Hayat çok güzel, her şeyin yolunda, neyin var intihar edecek’ gibi yorumlarda bulunulmaması gerektiğine dikkat çeken Coşkun, bunun kişinin kendisini daha değersiz, anlaşılmamış hissetmesine neden olabileceğini kaydetti.
17 Ekim 2019 Perşembe 00:00

Son Güncelleme: 16.10.2019 17:38