Nimetlerle süslü bereketli toprakların misafirperver, güler yüzlü ve cömert gönüllerine konuk olduk. Tevazuda, erdemde, dostlukta yarış eden farklı medeniyetlerin en estetik mozaği oluşturduğu kardeşlik abidesi Hatay’ın, yakut ilçesi Payas’taydık.

Aldığı Uluslararası seçkin edebiyat ödülleriyle, Ülkemize büyük gurur yaşatan deha kalem Prof. Dr. Hayrettin İVGİN, konuştuğu her platformda çalışkan, yenilikçi ve beyefendi kimliğine vurgu yaparak, sadece Hatay için değil, Dünya belediyeciliğine ilkleriyle bir örnek dediği Payas Belediye Başkanı Sayın

Bekir ALTAN’ı hayranlıkla anlattırdı. Başkanı olduğu Dünya Söz Akademisine mensup 14 üyesiyle bir çok ilin davetine rağmen, kültürel duyarlılığına olan takdiriyle Payas’ı tercih etmesi gerçekten isabet olmuş.

Tarihi zenginliği, coğrafik güzelliği ve kültürlü insanlarıyla ülkemizin en yeşil coğrafyası konumundaki Payas’a, Çanakkale Zaferinin 102’nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında organize edilen

“Şehitleri Anma ve Şiirlerle Çanakkale” programına davetle onurlanan ekibin içindeydim.

Türkiye’ye aşık, toprağına sevdalı, milli değerleriyle gururlanan asil ruhlu Payaslıların programa ilgisi büyüktü. Kaymakam Hakan KILINÇKAYA ve eşi kıymetli hanımefendi asaletli bir incelikle tüm etkinliklerde refakatimizdeydiler. Muhteşem bir programa ve gönül güzelliğine imza attık. Payas Belediye teşkilatı sevgi-saygı sarmalında, hizmet hiyerarşisini çok mükemmel uygulayan oturmuş bir kurum. Başkan ALTAN ise Büyükşehirleri bile kıskandıran akılalmaz hizmetleriyle tüm siyasi partilerin vitrinini süslemek için peşinde olduğu hayranlık uyandıran bir değer. Payas Amanos Dağları eteklerinde kurulu çok güzel bir ilçe. Payaslılar şanslı ki; Bekir ALTAN gibi, şehrine aşık, hemşehrilerine muhabbet ve samimiyet hisleriyle bağlı, özüyle, sözüyle herkese güven veren has karakterli bir Başkan seçmişler. Çalışkan, üretken ve vizyon sahibi bu güzel insan hemşerilerine ne vaat ettiyse neredeyse iki katını yapmış. Ayrıca şehrinde işsiz, eğitimsiz, konutsuz ve çaresiz insan bırakmama azmiyle gecesini gündüzüne katarak sürekli ilginç projeler üzerinde çalışıyor.

Enerjisinin kendisine dua olarak dönüşmesi için emeğini, yüreğini halkından esirgemiyor. Payaslılara şehrini sevdirerek, Türkiye’nin en özel insanları oldukları bilincini yerleştirmiş. Ve haklı olarak da tüm güzel gönüllerin birleşme noktası olmuş. Öyle zannediyorum ki bu dürüst ve onurlu başkan daha da muvaffak olacak.

Kendiyle, kentiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, iş ve sermaye çevreleriyle, siyasetle, bürokrasiyle ve hizmet üretebilecek tüm argümanlarla barışık; taraftar, muhalif her bireyle Hatay sevdasında birleşip ortak hareket etme yetisi ve iletişimine sahip bu dehayı inşallah siyaset arenası keşfedip tüm Türkiye’nin yararına sunar.

Güzel insanlar, Bendeniz, zengin, fakir bir çok ülke, şehir ve mekan gezmiş bir seyyah olarak, kent hizmetleri konusunda iyi bir izleyici ve isabetli bir gözlemciyim. Daha önce Ankara’nın içini bir baştan, bir başa ortalayarak geçen Hatip  Çayı merkezli ”Ankara İçin Çılgın Projem” diye bir makale yazmıştım. Biliyorsunuz ki, Hatip Çayı’nın geçtiği yerler genellikle koyun ağılları, çöp toplama kulübeleri, gecekondular, mezbelelik alanlar ve her türlü döküntülerin atıldığı moloz yığınlarıyla dolu. Bu rezil alanlar, Devlet otoritesi dahilinde, kamu adına mal sahipleriyle anlaşılarak, bedelinden istimlak edilip, çayın geçtiği kanal genişletilerek, derinleştirilip statik havuzlarda veya Kızılırmak’tan transfer edilecek taşıma su ile debisi beslendiğinde, içinde gemilerle yolcuların taşındığı tam merkezi bir ulaşım güzergahına dönüştürülebilir demiştim. Ayrıca etrafında oluşacak cazibe merkezlerine konutlar, parklar, kongre merkezleri, spor kompleksleri, film platoları, turist konaklama yerleri, kafeteryalar, ofisler, eğlence mekanları her türlü sosyal donatı ve rekreasyon alanlarının yapılacağı, getirisi çok yüksek rant merkezleri kurulabilir diye vurgulamıştım. Bu arada, harcanan masrafın 2 yıl içerisinde amorti edilebileceği iddiasında bulunarak, önerdiğim bu projeyi şehir plancılarının, çevrecilerin, vizyon sahibi belediye başkanlarının ve teknokrat ekiplerin daha da zenginleştirebileceğine değinmiştim. 

Bakıyorum ortaya attığım bu proje maalesef kimsenin dikkatini çekmedi. Eminim ki, Bekir ALTAN gibi vizyon sahibi bir başkan olsaydı bu yazıya çok daha akil yaklaşırdı kanaatindeyim. Objektif kriterler dahilinde teknokratlarına hesap ettirerek, fizibilite ve etüd çalışması yaptırdıktan sonra en azından bu bir ütopya diyebilirdi. Düşünsenize; trafik derdiyle boğuşan Ankaralıların, bir baştan bir başa yeşillikler ve güzellikler içerisinde, etrafında balık tutan emeklilerin mutlu tebessümleri arasında, rehabilite edilmiş eski mezbeleliklerin ülkenin en pahalı mahallerine dönüşmüş haliyle, Ljublijana’daki Lublianika, Floransa’daki Arno, St. Petesburg’daki Neva, Roma’daki Tiber ve Aniane nehirleri, Mostar’dan geçen Neretva, Graz’dan geçen Mora, Berlin’den geçen Spree ve Havel nehirleri, Londra’dan geçen Thames, Üsküp’ten geçen Vardar, Paris’ten geçen Sen, Riga’dan geçen Daugava, Vilnius’tan geçen Neris, Varşova’dan geçen Vistül, Basel’den geçen Ren, Dresden’den geçen Elbe, Lizbon’dan geçen Tejo, Lyon’dan geçen Saone ve Rhone, Sevilla’dan geçen Guadalquivir, Bruges’den geçen Reie, Rotterdam’dan geçen Rotte, Porto’dan geçen Rio Douro, Bern’den geçen Ren’in bir kolu olan Aare nehirlerinde olduğu gibi gemilerle yolculuk yaptıklarını….Ankara’dan da Hatip çayı geçiyor ve debisi düşük diyerek biz bakıyoruz. Oysaki 70 km’den daha yakın bir yerden devasa Kızılırmak geçiyor. Neyse… Bu söylediklerim hep lafta kalacak gibi. Biz efsane başkanın şehri Payas’ı anlatmaya devam edelim.

Payas’ın şehir donatısına bakıyorsunuz, kültür parkları, gösterişli eğitim kurumları, kurumsal kimlikleriyle şehre itibar kazandıran devasa ticaret merkezleri, dekoratif kent estetiği, heykeller, figüratif karekterler, spor kompleksleri, rekreasyon alanları, etnoğrafik dokularla süslü tarihi merkezler, temiz ve bakımlı caddeler… İklimin etkisiyle her yer yeşille süslü. Payas adeta şirin park ve bahçeler cenneti.

Tecrübesiyle, heyecanıyla başkanlığa özümseyerek hazırlanıp, kaliteli projeler ve enerjik bir istekle başlayan Bekir ALTAN, 1999 yılı seçimlerinde aldığı görevini adeta 100 yıllık projelerle taçlandırmış. Kısıtlı imkanlarla çok şeyler yaparken, özellikle tarihi güzelliklere, dekoratif bir anlayışıyla isabetli neşterler vurmuş.

Başkan ALTAN’ın Cafer TÜRKSEVEN gibi çok çalışkan ve kendisi gibi üretken bir yardımcısı var. Hep yanımızda, hep gönlümüzde oldu. Bekir Başkanın vizyonunu ve fedakarlıklarını hepimize göstererek anlattı. Şehri ve başkanını yüreğimize adeta zimmetledi. Basın Danışmanı Sezin ÜÇYILDIZ ve Mimar Tugba TUTAR KABLAN çok kibar, görgülü ve kültürlü hanımefendilerdi. Mehmet Ali ARAS Bey ise şehrine saygınlık kazandıran harika bir insan. Hepsininde teveccühlerine, ilgi ve refakatlerine hayran kaldık.

Dahiane bir zeka ürünü olan STEM projesi; eğitim yoluyla kazanılan bilgi ve becerilerin verime dönüştürülmesi, işlemsel düşünme, proje tabanlı öğrenme, bilimsel sorgulama ve robotik kodlama başlıklarında yoğunlaşıyor. Ekibimizde Milli Eğitim Müdürlüğüde yapmış Ali Rıza ATASOY, Bayram YELEN gibi eğitimciler bu proje karşısında heyecan ve gururlarından ağlamaklı oldular. Güzel Türkçemizi anlam yüklü zengin dizeleri ve estetik duygularıyla süsleyerek kaleme alan “Şairlerin Hanımefendisi” mahlasına sahip Nursen KURBAN hanımın isteği üzerine, STEM öğretmen ve öğrencileri, farklı geometrik şekillerde kesilmiş tahtaların özgül ağırlıkları ve hacim ölçümlerini hesaplayarak, günlük hayattan herhangi bir kesitin yapısal özelliklerinin sembolik sistemli matematiğe yönlendirilmesi, çözümleme ve analizleri konulu bir matematiksel modelleme sunumu yaptılar.

Farkındalık yaratan, çok ilginç ve çok didaktik bir yöntem olduğu aşikar. Payas’ta, tüm hizmetler akılcı, estetik,  dekoratif, iç açıcı ve umut veren bir güzelliğe sahip. Hizmet üretenler tüm Payas’ı kendi bahçeleri gibi görerek özeniyorlar. Kent dekoru, ulaşım, istihdam, konut, çevre, eğitim ve yerleşim merkezleri konusundaki projeler çok cesur ve başarılı. Payas halkı iyi niyetli, çalışkan ve üretken bir insanın neler yapabileceğini görerek, başkan ve ekibini seviyor, güveniyor ve inanıyor. Şunu söylemek istiyorum. Özellikle eğitim alanında başta Milli Eğitim Bakanlığımız, valilikler ve tüm belediyeler, Başkan Bekir ALTAN’ı kapris yapmadan idol kabul etmeli ve millet adına ödüllendirmeli. Bilime, sanata, edebiyata, teknolojiye analitik yaklaşıp, en mantıklı eğitim güzergahları ve altyapıyı sağlayan ALTAN, “Dünyanın en lider şahsiyetleri benim bölgemden, benim ülkemden çıkmalı, bir başkan olarak yapılması gereken tüm fedakarlıklara hazırım çünkü o kutsal duaya gönlümün ihtiyacı var.” diyor.

Adımımızı attığımız her mekanda Hatay ve Hatay’lılar anlatıldı. Dünyanın en kutsal coğrafyası, en vatansever ve en misafirperver insanları, en elit zeka, en helal kazanç, en zengin tarih, en estetik doğa, en dürüst insanlar, en zeki çocuklar vs. vs. Konularımız enlerle süslü Hatay zenginlikleriydi. İşini liyakatıyla yapan birim yetkilileri, kaynakların zerresinde bile Hataylıların kutsal emekleri ve alın teri olduğu vurgusuyla, bu halka sunulacak her katkının Allah katında mükafatına olan inanç ve sürekli koşuşturma, sürekli emek, sürekli proje. İzlerken, dinlerken biz yorulduk.

Devlet hazinesine Payas bölgesinden sağlanan devasa katkıya rağmen, bu pastadan maalisef ki Payas Belediyesi pekde nasiplenemiyor. Bilakis çok kısıtlı kaynaklarla hizmet üretiyorlar. Buna rağmen Büyükşehirlerin yapamadığı hizmetleri, kültür, sanat, rekreasyon alanları, eğitim kurumları, sosyal donatılar, çevre duyarlılığı, temizlik, imar, tarihi restorasyonlar, bölgesel mimari, alternatif tarım teknikleri, istihdam, sosyal hizmetler, altyapı vs. vs. hepsi tüm belediyeleri kıskandıran formatta. Hani Cumhurbaşkanımız diyordu ya “Durmak Yok Yola Devam” diye. Emin olun bu sloganı layıkıyla uygulayan gördüğüm tek kurum Payas Belediyesi.

Tarifi imkansız dostluklara imza attık. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 1976 yılında “anıt ağaç” olarak tescillenen 1357 yıllık zeytin ağacının hâlâ meyve vermesi şaşkınlık vericiydi.

İsimlerini yazmakta zorlandığım tüm yetkililer ve emektarlar, memleket sevdaları ve Hatay aşkıyla bizlere sıcaklık yansıtıp cömert ikramlarda bulundular.

Muhteşem Başkan Hatay ve bölgesine hizmet ederken adeta koşarak çalışıyor, proje üretirken yüreğindeki sevda yönlendiriyor. Doğup, büyüdüğü, hatıralarıyla süslü bu toprakları adeta bebek büyütür gibi büyütmek istiyor. Eğitimci ve idealist ruhu bu şehrin çocuklarını Türkiye’de lider, dünyada ise en üstün konuma getirmek için fişekliyor. Eğitim alanında devleşmiş ülkelerle Payas olarak rekabet eden bu değerimiz, yaptığı hizmetleri, yönlendirdiği çocukları ve ürettiği başarıları gösterirken göğsünden fırlayacak gururunun aynısını bizede hissettiriyordu. Nezaketi, zarafeti, kibarlığı ve görgüsüyle, yüreği gözüken, engin ruhlu bu eşsiz insanın, konuştuğu her söz, kulağımıza değil, adeta direkt gönlümüze akıyordu. Yansıttığı tüm sıcaklıkla dostluk hanemize büyük bir zenginlik olarak girdi.

Belediye ekibi sadece Payas odaklı değil tüm Hatay için üstlenmiş oldukları tanıtım ve takdim görevleriyle, şehirlerinin gelenek, görenek, yemek, oyun, etnoğrafik aletler, folklör, mimari ve her türlü yaşam kültürleri ile kurumsal çalışmaları ve insan kaynaklarını çok iyi tanıtıyorlar. Yani tam amacına uygun hareket eden kaliteli bir takım. Hayret ve hayranlıkla onları izledik. İmkanlarımız ölçüsünde onların ürettikleri tüm güzelliklerin takipçisi olacak, yaptıkları tüm yenilikleri yayınlayacağız. Biliyoruz ki onlar güzellik ürettikçe kazanan sadece Hatay değil, Türkiyemiz olacaktır. Amanosların süsü, Amik Ovasının incisi, Türkiyemizin yüz akı, yiğit, cömert ve vefalı insanların yaşadığı bu güzel ilçenin onurlu insanlarına vatandaşlık kimliğimize saygınlık kazandırıp, övünç ve gurur verdikleri için ahirete intikal edenlerine Allah’tan rahmet, yaşayanlarına sağlık, mutluluk ve uzun ömürler diliyorum. 

Uğultulu tepeleri, rayihalı zahterleri, eşsiz yemekleri, ballı meyveleri, tertemiz yürekleri, görgülü insanları ve karşılıksız dostluklarıyla sürekli sevgi ve güzellik üreten pırlanta kalpli yiğit ve cömert Hatay’lıların sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada tanınıp bilinmesini istiyorum. Aslında bu yazı makale formatından daha uzun olmasına rağmen, gördüğümüz güzelliklerin, izlediğimiz başarıların ve üretilen hizmetlerin çok daha azını yazabildik. Tek cümleyle bu etkinliği anlatmak istersek; “Hepimizin yüreği Payas’ta kaldı”