ÇOCUKLARI internetten uzak tutmaya çalışıyorduk, şimdi ise telefonu, laptopu ellerine kendi ellerimizle veriyoruz. Tabii verecek laptop ya da telefonumuz, bu aletlerin de bağlanacağı internetimiz varsa.
Covid-19 virüsü nedeniyle ülkemizde EBA sistemi üzerinden uzaktan eğitim sağlandı. Uzaktan eğitim sisteminden öğrenciler eşit bir şekilde yararlandı mı, yararlanıyor mu? Bunun için çok uzağa gitmeye gerek yok. Hemen yanı başımızda, Çayıralan’ın Yahyasaray Köyü’ne gitmemiz yeterli. Biz gitmesek de küçük bir kız çocuğu hepimizi köyüne götürmeyi ve eğitimin uzaktan sağlanamadığını anlatmayı başardı.
Zümra; virüs nedeniyle okula gidemiyor, köyde internet olmadığı için de EBA’dan yararlanamıyordu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’a mektup yazdı. Zümra’nın köyüne internet böylelikle gelmiş oldu.
Devletin birincil erkanlarına, uzaktan eğitimde her şeyin mükemmel olmadığı başka nasıl anlatılır?
Herkes Zümra kadar şanslı değil elbette.
Kars’ın Arpaçay ilçesi, Kümbet köyü ve civar köylerinde şebeke sorunu yaşanıyor, bu nedenle çok sayıda öğrenci uzaktan eğitimden yararlanamıyor. Ellerinde telefon, defter ve kalemle bir kilometre yolu yürüyor; Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu üzerinde uzaktan eğitime yaklaşmaya çalışıyorlar. EBA onlara gelmiyor, onlar EBA’ya gidiyorlar. Giderken kanal, köprü, tilki, köpeklerle karşılaşma ihtimali olduğunu söylüyorlar.
Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Gökçepınar köyünde, 40 öğrenci internet olmadığı için derslerini takip edemiyor, canlı derslere bağlanabilmek için düşme tehlikesini hiçe sayıp yüksekçe bir tepeye çıkmak zorunda kalıyorlar.
Gökçepınarlı bir anne: “Çocuklarımız derslerini yapamıyor, ağlıyorlar. Onlar ağlayınca dayanamayıp ben de ağlıyorum.” diyor.
Çeşitli illerden anne ve babalar, evde tek telefon birden fazla da öğrencileri olduğunu, bu nedenle çocuklar arasında kavga çıktığını söylüyorlar.
Bursa’da bir baba: “Eve interneti bir hayırsever bağlattı. Fakat ona bağlanacak ne cep telefonu, ne bilgisayar, ne de tabletimiz var. Alacak gücüm de yok.” Diyor.
Yazımıza sığmayacak kadar çok örnek aile ve mağdur öğrenci var.
Türkiye’yi köy köy dolaşmamıza gerek yok. Kendi köylerimizden biliyoruz. Örneğin bizim köyümüz Çekerek’e on-on beş dakika uzaklıkta ama ne cep telefonu çekiyor, ne internet var.
*** 
Geçen yıl, ikinci yarıyılın tüm konuları EBA’dan verildi. Bu yıl ise bir üst sınıfın ilk ünitesi bir aydır EBA’dan anlatılıyor. Özellikle lisenin temeli olduğunu bildiğimiz 9. sınıfın öğrencisi, geçen yılın tamamlanamayan eksikleriyle 10. Sınıfın derslerini anlamaya çalışıyor. İlkokul birinci sınıf öğrencilerinin bir bölümü henüz okumayı dahi öğrenmeden, bu yıl ikinci sınıfın derslerini hem de uzaktan öğrenmeye çalışıyor.
Öğrenciler bir şekilde eksiklerini kapatıp sınıflarını geçecekler belki ama iletişim çağını yakalayamayan devlet yönetimi ve “Eğitimde her türlü senaryomuz hazır.” dediği halde EBA sisteminde başarıyı yakalayamayan Milli Eğitim Bakanlığı sınıfta kalmış görünüyor.
Öğrencilerin eğitimi, Whatsapp uygulaması üzerinden daha fazla zaman ayırabilen öğretmenlerinin vicdanlarına emanet!
Bu vicdan bağlantısı için de yine; laptop, bilgisayar, cep telefonu üçlüsünden birine ve internete ihtiyaç var.
Ne yazık ki!