Duygusalız

SON yıllarda duygusallığımızın azaldığını söyleyebiliriz.
Ama genel manada duyguya önem veren bir milletiz.
Tarihin köklü derinliklerinden gelen millet olmamızın, duygusal olmamızda elbette etkisi vardır.
Birçok badire ve büyük olaylar yaşayan, büyüt Türk Milleti’nin mensuplarıyız.
Bizden çok öncekiler Anadolu’nun fethini nasıl yaşadıklarını anlattılar küçüklerine.
Kimileri Moğollar tarafından yapılan istilaların acılarını ve sıkıntılarını dile getirdi.
Kimileri Haçlı Seferleri dolayısıyla yaşanan dramları anlattı yeni yetmelerine.
Gerçi o günler de tarihe hep bizim parlak zaferlerimiz ve dünyaya örnek olmuş medeniyetimiz yazılıyordu ama yine de çileler çektik.
***
Daha sonra devir değişti, talih bizden yana olmamaya başladı.
Zor ve sıkıntılı günler yaşadık.
Trablusgarp’a koştuk, sonra Balkan dağlarında eşkıyalar kovaladık.
Dedelerimiz oralarda düşman izi sürdü.
Balkanlar elimizden koptu, buralara doğru zorlu ve yürek burkan göçler ve acılar çektik.
***
Sonrasında ise Birinci Cihan Harbi gerçekleşti…
Her haneden gidenler, koşanlar oldu.
Her hane birden fazla neferini gönderdi cephelere.
Tüm bunları yaşarken aynı zamanda köy ve şehirlerde de hayat devam ediyor, yaşam sürüyordu.
***
Bu süreçte analar çok ağıtlar yaktı, genç kızlar çok maniler karaladı.
Çok türküler söylendi olağanüstü şartların, olağanüstü günlerinde.
Bizim duygusallığımız durduk yere ortaya çıkmadı anlayacağınız.
Sonra kağnılara mermiler yükleyip, cephelere koşmaya devam ettik.
***
Yakın tarihimizde de benzer şeyler yaşamadık mı?
PKK, FETÖ ve diğer hain örgütlerin hain kalkışmalarında da duygusallığımıza duygusallık katmadık mı?
Dün spor salonunda kısa dönem askerler yemin etti.
Akabinde ise anne-babalar evlatlarına sarıldı, kucaklaştı ve gözyaşı döktü.
***
Benim ise aklıma tüm bunlar geldi işte…
Bizde askere dökülen gözyaşı sadece ayrılığın ve hasretin ağıtı değil.
Arkasında belki bin yıllık vatan mücadelesinin verdiği ruh hali ve duygusallık var.
Bu topraklarda her er asker elbisesi giydi.
Kimisi PKK ile kimisi Balkan komitacıları ile mücadele verdi.
***
Her ana- baba evladını bu mücadelenin bir parçası saymaya devam ediyor.
Kronolojik olarak tarihsel süreci bilmese de, evladını Çanakkale’ye gönderilen evlatların aynısı ve devamı olarak görüyor.
O yüzden askerlik 10 gün dahi olsa anne-babanın duyduğu sevinç, mutluluk ve tarifi zor duygular hep aynı oluyor.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Pazar günü AÖF ve cumhurbaşkanı ziyareti dolayısıyla sıkışacak trafik için önlem almak gerektiğini.
*Büyük bir coşku ve istekle Cumhurbaşkanını bekleyen Yozgatlı vatandaşları.