SOSYAL Medya hesaplarının son günlerdeki gündemi döviz kurundaki dalgalanma. Avro kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa doların yükselişi, sonrasında da kısmen inmiş olması. Konuya biraz da siyasi ve ideolojik bakınca kafalar ister istemez karışıyor...
Döviz kurundaki artışların ardından 5 litrelik damacana su almak üzere uğradığım markette, iki damacana karşılığı 5 lira uzattım. Bir lira daha istedi. 'Zam mı geldi?' diye sordum. 'Evet' karşılığını alınca, suyun kaynağını sordum. 'Kaynaktan değil!' abi karşılığını verdi. Devamında da, 'damacana hammaddesi dövizle, ayrıca nakliye var, o nedenle zam geldi, daha da gelecek gibi görünüyor' diyerek, konuya açıklık getirdi...
Sonrasında soysal medya hesaplarından damacana suya yapılan zamlara bir biri ardına tepkiler yağdığına şahit oldum. 'Doların artışını fırsat bilip, suya bile zam yapanlar utansın!' gibisinden verilen tepkiler üzerine, marketin kasasındaki genç tarafından yapılan 'zam' açıklaması geldi aklıma...
Kızmaya hakkımız var mı? Eğer biz bu kafayla devam edersek, tepkimizi zamanında göstermeyip, sorgulamadan her şeyi olduğu gibi kabullenir, her konuyu siyasi ve ideolojik zemin üzerinde durdurmaya çalışırsak, yarınlarda almış olduğumuz nefesimizden bile ücret talep edip, sonrasında da zam üstüne zam yaparlar. Bizler de nara atmanın ötesine geçemeyiz. Alışırız...
Yozgat, havası ve suyu ile övünülen bir şehirdi. Her mahallesinde Tuzkaya'dan, Nohutlu'dan, Çamlık'tan, Esentepe'den, Çalatlı'dan çıkan kaynak suların bağlandığı mahalle çeşmeleri mevcuttu. Halen bazıları duruyor. Bu çeşmelerden fakir-fukara nasiplenirdi. Kaynak sulardan doldurulan bakraçlar, testilerden kana kana içilirdi...
Dursun Dede, Çamlık girişindeki çeşmelerden tenekelere doldurduğu suyu şehir merkezindeki müşterilerine teslim ederdi. O yıllarda büyük şehirlerde damacana su meşhurdu. Kaynakları belliydi. Damacanalar camdı. Paşabahçe tarafından üretilirdi...
Sonraki yıllarda 'su tesisleri' kurulmaya başlandı. Paşabahçe markalı damacanaların sağlıksız olduğu ileri sürülüp, hammaddesi petrol olan petlerin kullanılmasının sağlıklı olduğu ileri sürüldü. Tutmadı. Sonrasında, dönüşümlü damacanaların dopezito sorunu olduğu, diğerlerinin dönüşümsüz olması nedeniyle biriktirmeye gerek kalmadığı fikri kabul gördü. Zahmeti sevmiyoruz ya, kabullendik. Sular petrol hammeddeli petlere girdi. Dönüşümü yoktu. Dopetize alınmıyordu. Diğer damacana sulardan daha ucuzdu. Belediyeler, kaynak su yerine şebeke sularını kullanım suyu olarak sunmaya başladı. Şebeke suyunun başta 'tifo' olmak üzere bir çok salgın hastalığa neden olduğu açıklamaları birbirini kovaladı...
İşte tam o dönemde Yozgat'taki semt çeşmeleri denetlendi, sağlıksız olduğu ileri sürülüp, ıslah yerine sökülmesi uygun bulundu. Kapımızın önündeki kaynak suların aktığı çeşmeler yok edilince, hammaddesi petrol olan damacaların suyuna mahkum edildik. Bedelini ödüyoruz...
DÜNDEN BUGÜNE, BUGÜNDEN YARINA
BAHÇELİ, PARTİLİLERİYLE GÖRÜŞTÜ...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 28 Eylül 2003 tarihinde Yozgat’a yaptığı ziyaretlerinin son durağında uğradığı il teşkilatında basına kapalı bir toplantı yaptı.12 Ekim’de yapılacak olan MHP Büyük Kongresi öncesinde Yozgat’a gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Saraykent ilçesinde yaptığı açılışların ardından, Sorgun ilçesinde Belediye tarafından düzenlenen 4’üncü Tarihi Kerkenes Şenlikleri etkinliklerinin son bölümüne katıldı. Şenlik alanına gelişinde şenliklere katılan Erzurum ve Erzincanlı Cirit takımları eşliğinde karşılanan Bahçeli, kısa süre ciritleri izledikten sonra tören alanından ayrıldı.