Üzüm gözlerinde hayata tutunduğum, kara bakışlarında coştuğum, minik ellerinde sonsuz mutluluk bulduğum ve benim şu kısacık ömrümde tek sukut bulduğum can, ne olur gözlerinin ışığını alma benden.
    Öyle mutluyum ki senle, öyle çok umutluyum ki yüreğinle, ne olur yüreğini yüreğimden alma üzüm gözlüm.
    On bir haziranlara bıraktığım umudum, yolları  yollarına ekleyip koştuğum sonsuzluğum, bolluğum, ekmeğim, suyum ve son yolculuğum Tibet’im doğum günün kutlu olsun.
    Susmayan gecelerin ve dinmeyen, hiç bitmeyen hislerin hisli çocuğu; kaderi kaderime benzeyen, burcu burcumda gezen sonra içimi en çok sezen varlığım dilerim umutların sonsuz olur, dilerim aşkların en büyük şarkılar olur ve dilerim adın sonsuz olur.
    Bugün senin ikinci ad günün, bugün senin ikinci yaş  günün ve bugün benim en bahtiyar günüm.
    Ellerimin üstünde seni taşımak, sarılmak ve doyasıya yanaklarından öpmek istiyorum.
    Bugün seni kalbime, bugün seni etime, kemiğime ve canıma katmak sonrada başımın  üstünde taşımak istiyorum.
    Sen benim doyamadığım  ömrüm, yaşamadığım, yaşatamadığım  çocukluğumsun oğlum…
    Sende ben bütün eksik yanlarımı, sende ben yaşamadığım bütün anlarımı  ve sende ben yarım kalan bütün umutlarımı  yeniden büyütüyorum.
    Biliyorum ki bende iki yaşında, bende iki yıllık ömrün en delikanlı  çağında ve bende sende ömrün en başında seninle yeniden büyümekteyim üzüm gözlüm.
    Minik ellerini ellerime uzat şimdi, doya doya öpeyim onları ve uzat o bal yanaklarını, haram değmeyen bakışlarını, kana kana içeyim üzüm gözlerinde bütün yarım bıraktığım anları.
    Doğum günün kutlu olsun babam, doğum günün kutlu olsun babacığım, doğum günün kutlu olsun oğlum, Tibet’im…
    Her zaman ve her anımda büyük sevgimle, bıkmadan, usanmadan sevmeye devam edeceğim varlığıma, Rabbimden ömrüne bereket ihsan eylemesi dileklerimle ve sonsuz sevgimle armağan olsun bütün sözlerim, iyi dileklerim.
    İyi ki doğdun Tibet’im.
    Şen kal, umutlu ve sevgiyle, aşkla kal.
    Mutlu yıllar babam…