Dinlemek sanattır.
    Ve maalesef dünyanın sadece kendi ekseninde döndüğünü düşünenler büyük yanılgı içindedirler.
    Önce; mavi bir gülüş asılı kalır yanağında ve gün yine solar Ankara'da…
    Bütün hikâyemiz bir nefesle başladı ve maalesef son bir nefesle sona erecek. İstersek hikâyemiz güzel olur.
    Kalbimde kıblem, beynimde tek hecem… Duygularımın ve İnce'min tek sığındığı liman, çözemediğim bilmecem, söylencem, sevincem, delircem, hepsi sen…
Hep bu gitmeler incitir ya adamı ve bu gitmeler ayrı koyar ya zamanı, işte bu yüzden hüznüm ve bu yüzden gülüm ilkbahar değil hep güzüm.
    Birde yaradır kanar, derttir içine dolar, sicim gibi gözyaşın akar.
    Mavide akşam olur, siyahın içine hasret düşer ve perde iner...
    Sonra; mavi bir gülüş asılı kalır yanağında ve gün yine doğar İstanbul'da…
    Ve onikiye beş kala başlar hayat ve zamanıdır bütün geç kalmışlıkların, başarısızlıkların rafa kaldırılmasına.
    Şimdi onikiyi vurmakta akreple yelkovan ve zamanıdır başarının, hayatı yeniden yazmanın…
    Düştüğümüz ve kalbimizin yırtıldığı bu yol arkadaşlar çok meşakkatli ama büyük usta, Ahmet Haşim'in söylediği gibi, ağır ağır çıkıyoruz biz ve asla inmeyeceğiz ve asla indirilemeyecek olan, o hepimizin tek tek diktiği, umudun daim dalgalanan bayrağını çok istiyoruz çünkü…
     Sebebi ömrünüzün ezanları Ankara ve İstanbul zindanlarında kulaklarınızdan kalbinize giden yolda yankılanır.
    Ahali güler, başınız düşer. Kaldırın kafanızı, eğdiğiniz o baş için kâinatın efendisi binlerce canı feda eder…     
     Düşten öte bir korkudur yaşamak ve beraberindeki olüm!...
    Fakat yaşama verilen fırsat bilene ne güzeldir.
    Hani; inadına ve inadına en güzeli yaşamak varya...
    Biz güzel olalım varsın bizi kötü bilsinler. Sonuna kadar sabır ve hoşgörü, bu bizim bu zamanda en büyük silahımız olacak…
    Ve bir kaşık çorba ile ülkemize bereket saçılır.
    Samyeli, hurma tadında kalplerimize dokunur, bütün çöller berrak ırmaklara döner ve yarın sevgili dostlarım güneş bize…     
    Kardelenler sarp yamaçlarda açar, ümit sarp yamaçlarda doğar ve o ümit ki kardelenlerde mis kokar.
    Sevginin ve ümidin doğduğu yere koşuyoruz.
    Dostlarım unutmayınız, her biriniz ayrı bir ümitsiniz.
    Ümidiniz sarp ve sonsuz olsun. Ümitsiz yaşanmıyor çünkü…
    Yine samimi bir günü bir tas çorba ile geride bıraktık.Umarım bütün dostlarımın yarına dair bir umudu vardır.
    Neden?...
    Umutsuz yaşanmıyor çünkü…
    Canlarım, bu cumartesi yazdığım bu yazı, zaman zaman kalbimin güvertesini çatlatan, tek tümcelik özel karakterlerden oluştu.
    İstedim ki sadece bende kalmasın ve istedim ki sessiz bir rota çizen gönül gemimde yaşananlara sizlerde tanık olun…
    Tanık olduğunuz ve okumaya her daim layık gördüğünüz için sizlere müteşekkirim…
    Bana her zaman ama her zaman yazabilirsiniz.
Gönül geminizdeki duygulara layık gördüğünüz için ve bütün her şey için binlerce kez teşekkür ederim…
    Sevgim ve daim derin saygımla…