YAZIMA G.M.K. ATATÜRK’ün, bir sözüyle giriyorum; “Dini cehlin elinden alıp, ehlin eline vermek gerekir. Orası mekteptir.” Aslında dinle ilgili üretilen tüm olumsuzlukları, önderimiz Atatürk iki cümleyle özetlemiştir. 
FETÖ, Adnan, Hulusi ve benzeri bir yığın oluşumlar… Bu oluşumların içerisinde, gerçekten Allah yolunda giden, mürşitlik sıfatı taşıyan, parayla pulla ilişkisi olmayanlar mevcuttur. Onlar ortaya çıkmazlar zaten “Ben mehdiyim, ben evliyayım!” diyenden ne kendine ne de yolunda gidenlere hayır gelmez, gelmemiştir. Olsa olsa onlara meczup veya mecnun denir. Onlar gibileri ne Leylayı ararlar, ne de Mevlayı… 
Din ve iman hanelerinde para yazar. Siz hiç fakir, sade hayat yaşayan tarikat lideri gördünüz mü, duydunuz mu? Jet skili, havuzlu, villalı, bir eli bal da, bir eli mal da, gözleri de oynaşta… 
Üfürükçüsü, büyücüsü, muskacısı almış başını, gider olmuştur. Bazıları söylenir; “Bunların gittiği camiye de gidilmez, yanlarında namaza da durulmaz!” İyi güzel de şöyle bir deyiş vardır; “Kötü örnek misal olmaz.” Okumayan toplumlar yarım hacı, yarım hocaların peşine düştükçe çıkmaz sokaklarda fazlalaşır. 
Yüce Allah’ımızın buyruğu; “Ya Muhammed, biz seni icbarcı olarak değil, teblici olarak gönderdik.” Meselenin özü budur. Yüce yaratıcı inançta kendisi ile kulu arasına peygamberini sadece ve sadece teblici olarak sokmuştur. Bunun başka izahı, analizi, yorumu yoktur. 
Rahmetli Osman Bölükbaşı bir söyleşi de “Tüm ticari birimleri araştırdım, en büyük para din sektöründedir…” demiştir. Eh inanca maddeyi, malı, mülkü karıştırırsan din bezirganlarının peşinden gitmekten kurtulamazsın. İyilik cennete gidilecek bilet, kötülük cehenneme gidilecek bilettir.  Ne acı ve hazindir ki, şeytanın elindeki deste deste biletleri satan, dağıtan, yayan bir yığın deccallar türemiştir. 
Bu deccallar öyle bir deccallardır, ki şeytan kapılarında çırak durur hale gelmişlerdir. Allah bir, peygamber hak, Kuran rehberdir, inancınızda, inancımızda uyulan, uyulması gereken de budur diye düşünüyorum.