Kıymetli ağabeyimiz M. Emin Çölaşan’ın fikirlerini, yazdıklarını beğenmeyebilirsiniz. Beğenmemeniz ve bunu açıkça söylemeniz fikir hürriyetidir. “Bizans artığı” gibi söylemlerle annesine küfretmek hiçbir hürriyetin kapsamına girmez, giremez. Bir din adamının ağzına da yakışmaz. Öfke ateşinin hiçbir dinde karşılığı yoktur. Öfke ateşinin odunu kindir, nefrettir ve de kibirdir. Dünyada hiçbir fabrika yoktur ki, şu iki silahı üretsin: Kibir ve hırs. Bu iki silahı kişinin kendisi üretir. Bu iki silah önce üreteni vurur sonra çevresini. Yüce dinimizde kibir de hırs da yoktur ve büyük günahlar sınıfına girer. Sayın Görmez’in bir gazetemizde çıkan beyanatında; “Bugün bütün insanlığı derinden sarsacak bir dünya tasarımıyla yüz yüze olduğumuzu itiraf etmek zorundayız. Sömürü, zulüm, üstencilik, ötekine yönelik acımasız ve küçültücü algı operasyonları, insanı insana yakın kılması gereken kadim yasaları yerle bir etmiştir.” demektedir. Peki, Sayın Görmez, siz böyle düşünüp öyle söylüyorsunuz da biraz da bazı imamlarınıza öğüt vermeniz yerinde olmaz mı? Sayın Görmez, size bir teklif ve çağrıda bulunmak istiyorum. Diyanet İşlerinin ve Diyanet Vakfının hesaplarının son on yılını Sayıştay denetçilerine, bağımsız mali müşavirlere inceletme yiğitliğini gösterir misiniz? Allah ve Muhammed aşkına hadi bir örnek teşkil ediniz de bizler de sizlere yol göstericilerimiz böyle olur diyelim.
Din adamlarının politik söylemlere başvurmalarının altında başka amaçlar mı var düşüncesi hâkim kılınmamalıdır. Mesela Sayın Elvan Bal, üst düzey bir görev mi beklemektedir? Bir-iki küfür daha paylaşırsa sizin gibi akademisyenlerin yerinde gözü mü vardır acaba? Bunları düşünmek sizin kapsama alanınızdadır. Sayın Görmez, küfür günahtır. Savunulacak hiçbir yanı yoktur. Küfür yöneltilen M. Emin Çölaşan’ın “M”si Mustafa’dır. Aile efradının Sayın Çölaşan’a peygamberimizin adını verecek düzeyde bir İslam sevgisi olduğunu tanımayanlar nereden bileceklerdir?
Sayın hocalar, bakınız Kur’an’ı Kerim’in NAHL suresi 98. ayetinde Allah-u Teâlâ ne buyuruyor: “Kur’an okuduğunuz zaman, evvela o kovulmuş şeytandan Allah’a sığının.”
Nûr suresinin 23. Ayetinde ise; “Şüphesiz, namuslu, masum kadınlara iftira atanlar, dünya ve ahirette lanetlidirler ve onlara büyük azap vardır.”
Yukarıda yazdığım Yüce Allah’ın kelâm ve buyruklarıdır. Bu buyrukların anlam ve ifadelerini bizlere anlatacaklar da din görevlileridir. Küfürbazları korumak da günahtır. Öyle değil mi Sayın Mehmet Görmez?
Buradan Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na seslenmek istiyorum: Sayın Başbakanım, Hazreti Peygamberimizin isimleri arasında Mustafa ve Emin isimleri de bulunmaktadır. Bu iki ismi de bir kişi için (Mustafa Emin Çölaşan) kullanan muhterem bir anneye (Türkan Çölaşan) küfürler eden zat-ı muhteremler Türkiye’de yaşıyor ve devlet memurluğu yapıyorlar. Konuyu incelemeniz, araştırtmanız mümkün olacak mıdır, yoksa unutulacak mıdır? Yazıyı sizin de çok sevdiğiniz Fuzulî’nin bir deyimi ile bitiriyorum: “Sussam gönül razı değil / Söylesem tesiri yok!”