KİMMİŞ bu diktatör? Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan! Partisini sevmemiş, oy vermemiş, icraatlarını beğenmemiş olabilirsiniz. Ama diktatör! dediğinizde elinizi vicdanınıza koymanız gerekmez mi?  
Şimdi SORU – YORUM: Diktatöre, “Sen diktatörsün!” diyebilir misin? Eğer o kişi diktatör olsa, ağzını kıpırdatabilir misin? Yürürken bile seni kimlerin takip ettiğini ve kimlerin gözetiminde olduğunu kestirebilir misin? Evinde rahat oturabilir misin? Daha açıkçası ölüm korkusu olmadan yaşayabilir misin? 
Gezi Olayları sırasında, Ankara Kızılay Millî Müdafaa Caddesi’nde bir binanın duvarına, diktatör! dediğiniz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi ve çocuklarına galiz, küfürlü yazılar yazılmıştı. Şahsen bir vatandaş olarak o yazıları görünce hicap duymuştum. Bir diktatörün eşine, çocuklarına galiz küfürlerle saldırmayı bir yana bırakın acaba adlarını ağzınıza alabilir misiniz? Saddam’ın, Kaddafi’nin, Tito’nun, Salazar’ın yaşadıkları dönemlerde, bırakın eşine, çocuklarına, sülalesinden birisi aleyhinde bir söz etmek mümkün olabilir miydi? 
Devletin dış politikasındaki pısırıklığını, çekingenliğini ters düz edip “Eyyy” diye onurlu dikilişini kabul etmeyip, diktatör yaftası yapıştırmak, izanla bağdaşır mı bilemiyorum! Birtakım vesayetleri alt üst etmesi, yozlaşmış düşünce ve icraatları yerle bir etmesi diktatörlükse, elleri vicdan denilen yere koyup birazcık da olsa düşünmek melekesine sahip olmak gerekmez mi?
Diktatörün olduğu yerde, ses çıkar mı, söz söylenir mi? Daha doğrusu dayılanılır mı? Bu soruların cevabını da okuyucuya bırakalım…