"Defalarca gezip gördüğüm, her seferinde yeni, değişik duygular yüklenerek döndüğüm özel bir yerdir, 
    benim için Çanakkale.

Çanakkale Rüyası isimli kitabının ilk sayfasında böyle başlıyor Osman Yıldız. Kitaba “Bilmediği, görmediği bir diyarda buldu kendini çocuk. Bir hamur gibi yoğrulmuştu duyguları büyükleri tarafından. Taşıyamıyordu artık içinde fırtınalar koparan dolmuşluğunu. Bir gün taşacaktı, taştı da. Şehit dedesinin mezarının bulmaya ve onunla buluşmaya ta Gelibolu’ya kadar gelme cesaretini ancak bu tarif edilmez sevgi ve arzu taşıyabilirdi. İşte o yüce toprağın üstündeydi artık. Avucuna bir miktar toprak alıp kendi kendine konuşmaya başladı birden çocuk.” Diye giriş yapıyor. Aslında bu girişle okuyucuyu olayın içine davet ediyor. Hem taze bilgiler veriyor hem de okuyucuyu nasıl geçtiğini anlamayacağı bir yolculuğun içine çekiyor.
Osman Yıldız’la seneler önce beraber çalıştık, kendisi müdürümdü. Seneler öncede böyle milli ve manevi hisleri yüksekti. Ses tonu da o çizgiye uygundu. Güzel ve anlamlı şiirler yazar, ülke meseleleri ile ilgili dinleyenleri yormayacak şekilde enteresan bilgiler verirdi. Sonra İstanbul’a yelken açtı ve oraya yerleşti.
Hayatın zorluklarının üst seviyede yaşandığı İstanbul gibi bir yerde de okuma yazma işlemine devam etmiş ve sekiz kitap üretmiş. “Günlerin Penceresinden-Günden Güne- Köremez” adlı üç şiir kitabı, “Çoban Ahmet ve Sürmeli Kuzu- Çanakkale Rüyası ve Gülizar” isimli üç Hikâye kitabı ve “Yangında Bir Nefes ve Damla” adlı iki roman yazmış ve okuyucularına emanet etmiş.
Anneler günü için annesine ve annelere yazdığı şu şiir pek çok özelliğini ortaya koyuyor.
Gönlümün sıkıntısına çare aradığım rahmetlik güzel anneme ve anne hasretini hisseden yüreklere diye ön cümle koymuş şiirine.
***
ANNE
Bir kristal vazoda muhteşem çiçek gibi,
Üstü güzellik sunar, alttan çürüse dibi.
Yüzünde hep gülücük, gözünde derinlik var,
Üşüyene sıcaklık, yanana serinlik var.
Sevgiyi bilmiyorsan, sarılasın boynuna,
Kolları kenetlerken, bastırır ya koynuna.
Akıveren sevgiyi anne hariç bilemez,
Hiçbiri onun gibi bana yavrum diyemez!
Üzüntüden yıpranan yüreğin söyler ise,
Onun kadar hassasça, dokunamaz 
hiç kimse.
Saklama sakın ondan kızıp deme 
bana ne,
Dilin zalimce sussa, yüreğin der 
al anne!
Sakın kırma vazoyu, sevgiye doyamazsın,
Biriktirdiğin ahları, yerine koyamazsın.
Ben şimdi çok muhtacım, dertlerimden kime ne,
Dileğim sende cennet, yanına çağır anne! 

***
Çanakkale sevdalısı Osman Yıldız, Sevdalısı olduğu konuda şiir yazmaz mı? 
ÇANAKKALE 
MEKTEPLİSİNE

Hepsi de kalem tutan birer mektepliydiler,
Korku nedir bilmeyen cesur yürekliydiler.
Söz konusu vatandı yalan da söylediler,
Okumuyoruz biz, hep işçiyiz dediler.

***
Tüfek nedir görmemiş eline almamıştı,
Daha o güne kadar yalınız kalmamıştı.
Koştu duraksamadan cephesinde ileri,
Alevler karşıladı çelikten bu neferi.

***
İçimizdeki cevherleri geç kalmadan ortaya çıkarmak, farkında olmak dileği ile…