Her şeyi mahvettin, aşkı tükettin,
Geceyi sabıra, beni ipe çektin,
“O İstanbul” dedim, “bitirir” dedim,
Öfkene yenildin, dinletemedim…

Çok söyledim, “az de, çokça sev” diye,
“Kıskanırlar, benden alırlar” diye,
Anlatamadım ki, “hainler” diye,
Ağladım, söyledim, “ölürüz” diye…

Yangınlara ittin, kanımı içtin,
Aşkımıza boy boy, kefenler biçtin,
“Güneş” dedim sana, geceyi giydin,
“Öldürürsün” dedim,
sen vazgeçmedin…

Dur! Allah aşkına, neyin biterdi?
“Aşk sensin” deyince, yer gök inlerdi,
Kim görse, kim bilse, can imrenirdi,
Bir kez dinleseydin, nen eksilirdi?

Şimdi bütün bunlar, senin eserin,
Arkana dönüp bak, senin serserin,
Aşka kızıp durma, o son seferin,
Atıp gittiğin aşk, senin eserin…

Kalbine dinletsen, ruhuna yetmez,
Gönlüne söylesen, fikrine geçmez,
Aklına erdirsen, nefsine yetmez,
Sözlerim bir bilsen, kime geçmez…

Aşk tarih yazarken, sen oradaydın,
Sevgini tutarken, tek ağlayandın,
Gözlerin ağlarken, bir sen yanandın,
Yıkılıp düşerken, sen tek kalandın…

Son kez sarılırken, ağlayabilir,
“Gitme can kal” derken,
sen sarılabilir,
“Öldürme sus!” Derken, ağlayabilir,
Beni son kez ikna edebilirdin…

Büyük aşkımızı, yerle bir ettin,
Sen bizi mahvettin, aşkı kirlettin,
“Bir yudum sen” dedim, ipimi çektin,
Sen mağduriyetim, son sitemimsin…

Kapılarımda mı, bizi bekledin,
Aşk yollarımda mı, çileler çektin,
Karalarımda mı, insafa geldin,
Sus! Allah aşkına, sen neler ettin…

Ömrüm boyu seven, aşkına ölen,
Yoluna gül diken, sana diz çöken,
Sen benden giderken, gözyaşı döken,
Son yine ben oldum, aşkına ölen…