Neyi? Eh neyi olacak? Dövizin başını alıp gideceğini… Tuğla ekonomisinin bir yerde tökezleyeceğini, ayakların yorgana göre uzatılması gerektiğini, bol keseden savurganlık yapılmamasını, olmayan paranın kredi kartlarınca harcanmasını, ekonomide dışarısına tek pencereden bakmanın hata olacağını, televole ekonomistlerinin sözlerinin geçerliğini yitirdiğini, oynak ve asansör misali ekonomilerde, bir metre ilerisinin zor görüleceğini yazdık, çizdik ve geldik bu güne…
Gelecek de hastanın reçetesi daha ağır olacaktır. Bir noktada belki de doktor hastasına “Perhize lüzum yok, ne yersen ye…” diyebilir. İşte o nokta yolun sonu demek olmaktadır. 
“Eh ne yapalım yani?” diye soracak olanlara tavsiyemiz, geçmişteki ekonomiyle ilgili yazılarımıza bir defa daha göz gezdirmelerini söylemek olacaktır. Fuzuli’nin ünlü sözünü birkaç yazımızda defalarca tekrarladık.”sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok..!” bizimde yazılarımızın tesiri varmı, yokmu? bilemeyiz. Ama ne yazık ki, bu memlekette bir Anadolu tekerlemesiyle yazımızı noktalayalım “ araba devrilince, yol gösteren çok olurmuş.”