Yozgatlıya yakışır nezaketle demokratik haklarını meşru zeminleri kullanarak, il ekonomisine canlılık kazandırmak, göçü önlemek ve refaha katkı sunmak niyetleriyle büyük şehirlerden tahliye edilen askeri birliklerden birinin ilimize gelmesi için Sayın Cumhurbaşkanının huzuruna bir saygı yürüyüşü başlatıldı.
Amaç eriyen nüfusa dikkat çekmek, birlik, beraberlik ilkeleriyle dünyanın her yerindeki Yozgatlıları sadakat ve samimiyete davet ederek, herkesin sorumluluk üstlenmesini sağlamak, haklı taleplerinde ise bir farkındalık oluşturmaktı. Ankara’daki hemşehri örgütlerinide arkalarına alıp, güçlü bir sevgi gösterisi ekseninde buluşarak, istediğimizi çoktan hakettiğimizi Başkomutana iletmekti. 
Sayın Cumhurbaşkanımızın Çin Halk Cumhuriyetine yapacağı Resmi ziyaret ve progranlanmış Beştepe Kabulleri arasına yarım saatlik bir zaman ayırması umuluyor, günler süren yorgunluk ve ilde yaşayan 400 bin kişi adına yapılan bu fedakarlığın bedelinin alınacağı ümidi taşınıyordu.
Ankarada da hareketlilik gözleniyordu. Yürekten Yozgat sevdalıları Yozgat ve Yozgatlı için biz neler yapabiliriz bu güzel insanlara nasıl bir katkıda bulunabiliriz, diye samimiyetle koşuşturan şahıslar ve dernekler vardı.
Beştepe’nin gündemi çok yoğundu. Dünya siyasetini yönlendiren art niyetli kimi ülkelerin kışkırttığı terörist gruplara karşı Kuzey Suriye’de yaptığımız kapsamlı operasyonlar, içimizdeki PKK, FETÖ, PYD vs. gibi farklı farklı hainlerin akıl almaz ihanetleri, Ortadoğu’nun bitmez bilmez kaosları başta olmak üzere iç ve dış siyasi, ekonomik, diplomatik ve jeopolitik sorunlarla dolu yoğun ülke gündeminden teşekkül randevu listesinden, bu güzel insanlara görüşme sırası maalisef gelmedi. Ama şimdilik gelmedi. Ben inanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanımız kendisini çok seven Yozgat halkının bu nazik talebini mutlaka dinleyecek ve ülke şartlarında değerlendirecektir.  
Bu ümit kayboldumu dersiniz?, bence kesinlikle kaybolmadı. Yürüyüş amacına ulaştı mı?, kesinlikle ulaştı. Biliyoruz ki, bu efsane insanların kutsal emeği ve halis niyetleri her yerde konuşulacak ve Cumhurbaşkanının kulağı en kısa zamanda çınlayacaktır. 
Talep edilen askeri birliğin altyapısı, üstyapısı, topoğrafyası, demografyası, fizibiletsi, etüdü herneyse alanında uzman kişilerce araştırılır, yapılır, kurulum şartları objektif kriterlere dayanıyorsa amaç ve hedef için bir yol haritası çıkarılır. Gel gelelim anlatmak istediğim asıl konuya;  
Beni en çok gururlandıran durum, yorgunluğun, stresin, yalnızlık dürtüsündeki duygusallığın, iaşe ve ibade sorunları dahil ekonomik sıkıntıların hengamesinde günlerce süren bu zahnmetli yolculuğa parelel, hiçbir kırıcı, dökücü ve hukuksal sıkıntıya sebep teşkil edecek açıklamaların olmamasıydı. Aksine nezaketli bir incelikle demokratik haklar meşru zeminlerde mesaj olarak kamuoyuna iletildi, basın, siyaset ve bürokrasi basamaklarındaki tüm yetkililerin dikkatleri tam olarak çekilmiş oldu. Yani tam olarak akıllarda kaldılar.
Dürüstlüğü, beyefendiliği, misafirperverliği ve eşsiz Yozgat sevdasıyla tanıdığımız örnek değerimiz Metin ÖZIŞIK, Amerika’lı sektör devi Mc Danıld’s a, ticari bir zeka ile kafa tutan Yozgatlı dönerci Mc Davut, bilgisi ve görgüsüyle hepimizi hayran bırakan konuşmaların ustası duayen sendikacı Uğur SAĞLAMER, birleştirici, bütünleştirici çalışmalarıyla dernekçiliğin ekolü, öncüsü, İzmir Yozgatlılar Derneğinin Kurucu Başkanı kültür insanı şair-yazar gazeteci Osman KARACA ve hepsi birbirinden kibar ve memleket aşığı yürüyüş ekibi, sosyal paylaşım sitelerinde, ulusal basında ve değişik iletişim kanallarında birbirinden kibar davranışları ve saygılı açıklamalarıyla biz hemşehrilerini çok gururlandırdılar. Öfke yoktu, devlet büyüklerine saygısızlık yoktu, birbirine faul yapacak girişimler yoktu, ferdilik, feodallık, şovmenlik, uslup bozukluğu hiç biri yoktu. Avrupai bir anlayış ve Anadolu saygısı görgüyle birleşmiş, gayet medeni ve meşru bir şekilde akıllardan silinmeyecek mesajlarla hafızalara yerleştiriliyordu.
Yalnız, bir şeyin farkına vardık mı acaba?; Yozgat adını kullanan sivil toplum platformları kültür kurumları olduğunun bilincini taşıdığından habersiz bazı eksiklikleri hemen gün yüzüne çıkıyor. Örneğin koordinasyon ağı kurularak etki alanı genişletilebilirdi. Yerel ve ulusal basında yazan, çizen gazeteci, şair, yazar, siyaset, bürokrasi ve iş dünyasına mensup renkli kimlikler harekete geçirilip, iaşe, ibade, duyuru ve güvenliğe yönelik endişeler giderilebilirdi. Ayrıca, mesajın hedefine tam olarak ulaşması için en sağlıklı güzergah belirlenip, koordineli ve kombine bir girişim başlatılabilirdi. Binlerce kişiyi temsil niteliğindeki kültür kurumlarımız yönetim kurullarına akademik birikime sahip, ifade güçlüğü çekmeden konuşabilen, kültürümüze rekabetçi bir anlayışla sahip çıkan, nitelikli ve donanımlı değerleri iştirak ettirerek vitrinlerini süslemeli düşüncesindeyim. Kimseyi suçlamıyor, iletişim ve bilgi eksikliği olarak teşhis koyuyorum.
Yüreğini ortaya koyarak yürüyen aslan hemşerilerimin alınlarından öpüyor, mihnet dolu hayranlıklarımla teşekkürlerimi iletiyorum. Şunuda söylemeliyim ki; Usta Gazeteci Tarık YILMAZ’ında dediği gibi. Yozgat’ımıza bir şeyi nasıl isteyeceğimizi artık öğrendik.