ÇOĞUMUZ bir veya birkaç sosyal medya hesabımızdan gündemi takip ediyoruz.  

Benim  gördüklerimde, sağlıkçıların genel düşüncesinin aynı olduğunu gördüm. Bu hafta sosyal medya hesapları üzerinden  ekledikleri  fotoğraf ve sosyal mesajları ile aşıya destek veren ve aşılama olayında toplumun en bilinçli  kısmı olan tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Aldığımız geri bildirimler doğrultusunda, birçok sorunun da cevabını bu sayede verdiğimizi düşünüyorum.

Yeni konu gündemimizle herkese merhaba…

Birçoğumuz veya birçok yakınımız Covid geçirdi. 

Ya sonra?

Covid sadece akut (kısa dönemli) bir sağlık sorunu  olmakla kalmayabilir.   Uzun dönemde de birtakım sorunlara sebep olabileceği öngörülmektedir. 

Bilinenlere göre Covid  kronik bir enfeksiyon olmasa da bazı  kişilerde uzun dönemde  etkileri olabiliyor. Ancak yeni bir hastalık olması nedeni ile uzun dönemdeki  potansiyel etkilerini tam olarak  bilmiyoruz.

Covid seyrinde, solunum sistemi üzerinde, zatüreden ciddi solunum sıkıntısına kadar değişen tablolar gördük. Hatta hastalarımızın bazılarının ölüm yolculuğunun bir kısmına tanıklık ettik. İyileşenlerin ise tamamen hastalık öncesi sağlığına kavuşup kavuşmadığını tam olarak kestiremiyoruz. Bir-iki ay öncesinde Covid geçiren vakalarımızı yeni veya şiddetlenmiş sağlık  problemleriyle halen takip etmekteyiz.

Bu durumu kısaca değerlendirelim… 

Özellikle yoğun bakımda takip gerektirecek kadar ağır hastalık geçirenlerde, yoğun bakım yatışı sırasında  ya da yoğun bakım sonrası sonrasında  fiziksel, bilişsel ve ruhsal bozukluklar olabilir. Yoğun bakıma yatış sonrasında kas gücü kaybı, sinir ve kas hasarı nedeni ile hastalarda güçsüzlük bir süre daha devam edebilir. Hastaların çoğunda güçsüzlük sorunu haftalar-aylar içerisinde düzelme gösterirken, bir kısmında yıllarca sürebilir.

Yoğun bakım sonrası bilişsel durumda bozulmalar olabilir. Özellikle bellek, lisan, dikkat ve görsel yetilerde bozulma  aylar-yıllar boyunca devam edebilir ve işlevselliği bozacak kadar ciddi  olabilir. Bu  durum halk arasında  "bunama" olarak bilinen Alzheimer hastalığının hem riskini  hem de şiddetini artırabilir. Yoğun bakım sonrasında depresyon, kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu da oldukça yaygındır.

Virüsün sinir sistemine girerek nörolojik tablolar oluşturabileceği sanılmaktadır. Oksijen yetersizliği, sistemik iltihabi durum, pıhtılaşma yatkınlığı, kalp ve böbrek gibi diğer organların yetersizlikleri de sinir sistemini dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Hafif düzeyde seyrederek; baş ağrısı, baş dönmesi, koku ve tat kaybı gibi hafif belirtilerin yanı sıra, seyrek olarak beyin damar hastalıkları gibi ağır nörolojik tablolara sebep olabilir.

Beyin damar hastalıkları, beyin iltihabı ve enfeksiyon sonrası immün aracılı nörolojik bozukluklar, iyileşmiş hastalarda uzun dönemde nörolojik sekel bırakma potansiyeli taşıyabilir.

Son zamanlarda Covid’in uzamış bir biçimde hissedilmesi ya da beklenenden uzun süre alışıldık olmayan belirtilerinin olduğu "uzamış covid" tablosu dikkat çekmeye başladı. Bu durum birkaç ayı geçebiliyor. Bu tabloda genellikle  yaşam kalitesinde bozulma, halsizlik, nefes darlığı, eklem ve göğüs ağrısı yaygın olarak görülüyor. 

Görüldüğü gibi  Covid hem hastalık sırasında hem de sonrasında tam olarak aydınlatılamayan birçok sağlık sorunlarına sebep oluyor. Bu bilgiler şu anki bilinenlerin  sığ ve özet hali. Yani birilerinin bu hastalığı rahat atlatması bizim garantimizi veremez. Tedbirlerimize uymaya devam edelim.

Sağlıkla kalın, mutlu kalın…