YABAN hayatında en fazla görülen hayvanlardan birisi olan Tilki, kürkünün çok değerli olması nedeniyle 1997-2002 yılları arasında siyanür ile avlanmaya başlanınca, yaşanılan katliama dur demek için devletin tüm birimleri harekete geçti. Yozgat-Kırşehir, Yozgat-Kayseri, Yozgat-Sivas sınırlarında yapılan Tilki avlarıyla ilgili operasyonlar düzenlendi. Birden fazla kişi yakalandı. Köylülerden tilki avı yapanların ihbar edilmesi istendi. Ancak bazı köylüler, ‘’Tilkilerin sayısı giderek artıyor. Doğada yiyecek bulamayanlar köyümüze inip, özellikle kümeslerdeki kanatlıları boğuyorlar!’’ diyerek, kendilerince bir savunma oluşturdular. Aynı dönemlerde, çiftçinin başı tarla fareleri ile büyük oranda derde girmişti. 

SİYANÜRLÜ VAHŞET
O tarihlerde Yozgat ve Kayseri’nin ilçelerinde, avcılık adına tam bir vahşet sergilenmesi ulusal basında da büyük yer buldu. Bir hafta içinde 145 tilki siyanürle zehirlenerek katledildiğine dikkat çekildi. Kürkleri için hayvanların en acımasız yöntemle avladıkları saptanan biri çoban 3 kişinin yakalandığı kaydedildi.
Jandarmanın Yozgat'ın Boğazlıyan, Çandır ve Çayıralan ilçeleri ile Kayseri Felahiye ilçesi arasında kalan kırsal alanda gerçekleştirdiği operasyonda, siyanürlü yemlerle tilki katliamı yapıldığı saptandı. Zehirli yemleri araziye bırakan, daha sonra da yemleri yedikten sonra ölen tilkileri toplayarak derilerini yüzüp sattıklarını saptanan 25 yaşındaki zanlı ile 20 yaşındaki akrabası, 25 yaşındaki minibüs şoförü, suçüstü yakalandı. Zanlıların evleri ile minibüs içerisinde, satılmak üzere hazırlanan 145 tilki derisi ele geçirildi. Siyanürle tilki avlayıp derisini 500 bin liradan satan şebekenin lideri konumundaki çoban, katliamı nasıl yaptıklarını anlattı.
İYİ PARA EDİYOR
Zanlı çoban, ‘’Tilki derisi iyi para ediyor. Biz de zehirli yemle tilki avı başlattık. Kayseri'den getirttiğim siyanürle zehirli yem hazırlıyordum. Önce mumları eriterek, bir kalıpta ortası delik hale getiriyordum. Sonra, ezerek ufalttığım siyanürü mum kalıbın ortasına yerleştirip, delikleri yine erimiş mumla kapatıyordum. Daha sonra ceviz büyüklüğündeki bu siyanürlü mumların üzerini iç yağıyla yağlayıp, çökelek peyniriyle kapladıktan sonra araziye bırakıyordum. Bu peyniri yiyen tilki hemen ölüyordu. Biz de zehirli yem koyduğumuz bölgeyi dolaşıyor, tilkileri topluyorduk’’ dedi.  Bölgede yapılan incelemede, zehirli yemleri yiyen diğer yaban hayvanlarının da telef olduğu saptandı.

7 MİLYAR CEZA
Felahiye Jandarma Komutanlığı'nda yapılan sorgularından sonra adliyeye sevk edilen üç zanlı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü 1997-1998 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu kararlarına göre, avladıkları her tilki için 50 milyon lira ceza ödeyecek olan 3 kişiye, toplam 7 milyar 250 milyon lira para cezası verildi. 

ÇİFTÇİNİN DOSTU 
Yozgat Ziraat Odası Başkanı Süleyman Çatalyürek, tarla fareleri ile mücadelede avcılardan yardım talebinde bulundu. Yozgat'ta etkili alanlarda tarla farelerinin tahribatlar yaptığını, tarla fareleri ile en iyi mücadeleyi tilkilerin yaptığını savunun Çatalyürek, "Yağışların gecikmesi sonucu tarlalarda çamur oluşmadı. Bu yüzden tarla fareleri yuvalarından çıkarak ekili alanlara önemli zararlar vermektedir. Yağışlar başlayıncaya dek, Yozgat ve havalesinde tilki avlanılmasının yasaklanmasını veya avcılarımızın tilki avına ara vermelerini bekliyoruz. Zira tilkiler tarla farelerinin baş düşmanıdır" diye konuştu.
Yozgat Ziraat Odası Başkanı Süleyman Çatalyürek, resmi kurum ve sivil toplum örgütlerinden yardım talebinde bulundu. Kar ve yağmur yağmadığı için çamur oluşmadığından tarla farelerinin yuvalarından çıkarak hububatları yok ettiğini belirten Çatalyürek, tarla farelerini büyük ustalıkla avlayan tilkilerinde avcılar ve çiftçiler tarafından vurulmamasını istedi. Bir tilkinin ortalama 10 kilo zehirli buğday ile avlanan fare kadar verimli olduğunu da vurgulayan Başkan Çatalyürek, açıklamasında daha sonra şu görüşlere yer verdi:
"İklimin kurak gitmesinden dolayı fareler hububata çok zarar veriyor. Bunun yüzünden Tarım İl Müdürlüğü ve Ziraat Odası olarak biz çiftçilerimize zehirli buğdayları bedelsiz olarak veriyoruz. Şu anda fareler çiftçinin birinci derece düşmanı, çiftçilerin dostu ise tilkiler. Bir tane tilki 10 kilo zehirli buğdayın yaptığı işi yapıyor. Birde ekolojik düzeni bozmuyor. Bunun için tilkileri tarıma faydalı hayvanlar olarak nitelendiriyoruz. Yozgat'ta tilkilerin çiftçilerimiz ve avcılarımız tarafından korunmasını istiyoruz. Bu konuda jandarmadan, polisten, avcılar kulübünden, muhtarlarımızdan destek istiyoruz." 

FARE İLE MÜCADELEDE 
YENİ YÖNTEM!
Yozgat'ta, son dönemde sayıları artan tarla fareleriyle ilaçlı mücadeleden sonuç alamayan çiftçi, egzoz gazı kullanarak tarla farelerinin ölmelerini sağlıyor. Yerköy ilçesinde çiftçilik yapan Ömer Torun, tarla faresiyle mücadelede daha önce ilaç kullandıklarını, ancak sonuç alamadıklarını söyledi.
İlaçla mücadelenin pahalı, aynı zamanda da yorucu ve zahmetli bir iş olduğunu, üstelik sonuç alınamadığını öne süren Torun, ''İlaçla mücadelede çalışan işçilerimiz, kendi aralarında konuşurken, otomobilin egzoz gazından farelerin ölüp, ölmeyeceğini tartışmışlar. Bu fikri ortaya atan Rıza Ergin, otomobili alıp, denemiş, farelerin toplu halde öldüğünü görüp, bize de gösterince, şimdi yaygın olarak bu yöntem bölgemizde kullanılmaktadır'' dedi.
Rıza Ergin ise otomobilin egzozuna veya el hızarı motoruna hortum bağlayarak, farelerin yuva deliğine gaz bastıklarını, gaz kokusunu alan farelerin yuvalarını terk eder etmez öldüklerini belirterek, ''Bu yöntem, ilaçlı mücadeleden daha kolay ve ucuz. İlaçlı mücadelede tüm fare deliklerini kontrol ediyor, sonra ilaç bırakıyorsunuz. Bu yöntemde ise herhangi bir deliğe hortumla egzoz gazını basıyorsunuz, birbirine bağlantılı olan yuvalarda bulunan fareler, yuvalarını terk ederken hemen ölüyorlar'' diye konuştu.
Çiftçi Rıza Ergin'in tarla farelerine karşı egzoz gazıyla mücadele verdiği Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesi Tarım Müdürü Ragıp Dağ, çiftçilere, tarla farelerine karşı ilaçlı mücadeleyi tavsiye ettiklerini söyledi. Dağ, ''Çiftçilerimizle fare ile mücadele konusunda toplantılar yaptık. İlaçlı mücadelenin nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgiler verdik. Bu yöntemi ilk defa duyuyorum, tarım alanına fazla bir zararın olduğunu sanmıyorum. Sonuç alıyorsa çiftçinin tercihidir'' dedi.
Sorgun ilçesi İlçe Tarım Müdür Vekili İsmail Karabulut da, ilginç bir yöntem olduğunu, görmeden bir şey söylemenin uygun olmayacağını ifade etti. Ancak, bölge çiftçisi o yıllarda tarla faresi ile mücadele çalışmasında farklı, farklı olduğu kadar ilginç yöntemler kullandı. Yapılan ilaçlamalar sonucunda farelerin bağışıklık sisteminin gelişerek, ilaçlardan etkilenmediği, hatta ilaçları besin maddesi olarak tükettikleri bile ileri sürüldüğü de olmuştu, ne yazıkki...