İKİ gündür tv’lerden CHP kurultayını izliyorum.
Partili olmadığım için kurultayı tam bir tarafsız gözle izlediğimi söyleyebilirim.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu dürüst ve ilkeli eski bir bürokrat ve siyasetçi olarak tanıdığım için kendisini sever ve tektir ederim.
Muharrem İnce’yi de keskin hitabeti ve mücadele azmiyle…
Bu iki ismi Atatürk’ün partisinde yan yana görmek isterim.
Çünkü, Türkiye’nin şu dönemde CHP’ye ihtiyacı var.
Elbette, Atatürk’ün izinde yürüyecek laik, demokrat CHP’ye.
CHP’nin son kurultayı adalet vurgulu idi.
Adalet, bir ülkede nefes kadar, su kadar doğal bir ihtiyaç.
27 Mayıs sonrasında zalim Yassıada yargıç ve savcıları adaleti katletmişlerdi.
Sonrasında ADALET ismiyle kurulan parti milletten gerekli oyu alarak iktidar oldu.
Unutmadan; ben halâ o Adalet Partisi’nin mensubuyum.
Başka partim yok.
Yani, tam tarafsızım.
Adaletin iğdiş edildiği ortamlarda, adalet diye yola çıkanlar başarılı oluyorlar.
Kılıçdaroğlu’nu liderliğe yükselten yürüyüş adalet yürüyüşü idi.
Kurultayda Muharrem İnce gibi bir rakibe karşı aldığı yüksek oy, liderliğini bu kurultayda da pekiştirdiğini gösterdi.
Ancak, Kılıçdaroğlu kendini ve partisini eleştirilere kapalı tutmamalı.
Yerinde olsam, Muharrem İnce’yi “gel beraber çalışalım” diyerek ikna etmeye çalışır, onun eleştirilerinden yararlanırım.
Biliyorum, bu olmayacak.
Bizimki, dışarıdan gazel okumak.
Ama yine de şunu belirtmemiz gerekir:
Gerçekten, bu ülkenin CHP’ye ihtiyacı var.
2019’un dönüşümcü karakterini öncelikle bu partide görenlerdenim.
CHP, Cumhuriyeti kuran parti olarak bu dönüşüme öncülük edecek tek siyasi lokomotiftir.
Umarız, iyi bir parti meclisi ve MYK ile CHP, kendinden beklenen atılımları yaparak milletin dönüşüm arzusunu gerçekleştirir.
Kurultaydan çıkan sonuç:
Daha dinamik, daha etken, hedefleri olan bir CHP arzusudur.
CHP bunu başarmalıdır.
Büyükerşen’in başkanlığındaki kurultayda o bilindik hatalar da işlenmeseydi iyi bir kurultay olacaktı.    
Büyükerşen, belediye başkanlığındaki başarısını burada sergileyemedi ve kurultayın adaletine az da olsa gölge düşürdü.
Kurultayı iyi yönetemediği için, CHP’lilerin gözündeki mutasavver Cumhurbaşkanlığı adaylığı beklentisini de kaybetti.
 “Kurultayı yönetemeyen biri devleti nasıl yönetecek?” sorularını art arta işitir gibiyim.
Bir de Abdullah Gül söylentisi çıkarıldı ortaya.
Abdullah Gül’e CHP seçmeni oy verir mi sanıyorlar?
 Geçin bunları.
Kader, CHP’de etkili bir ismin önünü açıyor.
Bu isim aday gösterilirse beklenen dönüşüm de kendiliğinden gerçekleşecektir.