ÇİN Kralı HaoMin, tahta çıktığında bizim ChengWu, hemen kralın ardındaydı.
Elini üfeleyerek derin saygı ve hürmet sunuyor, ‘nasılsa bana da bir makam verir’ diyerek saygıda kusur etmiyordu.
Yapılan sade törenlerin ardından görev dağılımı yapıldı. Bizim ChengWu da, HaoMin tarafından bir göreve getirildi. Aslında görevi oldukça pasif idi. Ama makamın büyüğü, küçüğü olmazdı.
Bu küçük makama gelene kadar da zaten  el, etek öpmemiş miydi?
O yüzden makamında silik ve sessiz kalarak, yer tutunmaya çalıştı.
Gayretleri hep bu yönde oldu. Yıllar yılları kovaladı ve pasif makamında sessizce bekledi.
Bu sırada kendi yakınlarına iltimas ve torpil yapmanın sinsi gayretlerini güttü.
Mesela hiçbir vasfı olmayan, evladı GuanZhong’u sarayda işe yerleştirmeyi başarmıştı.
GuanZhong silik bir tipti ve verilen görevlerin çoğunu yerine getiremiyordu. Buna rağmen, görevinde onu tuttular ve çalışmaya devam etti.
ChengWu, aslında her dönem birinin adamı olmuştu.
Birilerinin adamı olmadan, bir yerlere gelinemeyeceğine inanırdı.
Bu yüzden de karşısındaki her insanı, birilerinin adamı olarak görür, öyle zannederdi.
Bu çekik gözlülerin, Türklerle ilişkileri de ChengWu’nun Çin sarayında işe başladığı yıllarda kuvvetlendi.
Türkler istemeseler de, bir şekilde bunlarla muhatap olmak durumunda kalıyorlardı.
Başlarındaki Kağan böyle isteyince, Türkler sadece ‘buyruk senindir!’ diyebiliyorlardı.
Halbuki uçmağa varan kağanları başlarında olsa, bu silik çekik gözlüleri adam yurduna dahi koymazlardı.
Hele şu silik tip ChehgWu?
Ok atmaya bile değmeyecek, tırsak bir Çinliydi sadece.
Çaşıtlıktan başka da bir halt beceremiyordu.
ChengWu, bir gün Işbara adlı bir Türk ile tartışmaya girdi.
Aslında Işbara onu sol eliyle tutup, duvarın dibine atabilirdi, lakin yanındakiler ‘uzak dur, boşver’ deyince vazgeçti.
Işbara sinirlenmişti, lakin Urungu onu teselli etmeye çalışarak: “Suç bizde değil, suç bizi bunlarla yan yana getiren, basiretsiz kağanda. Dün heybetimizden ürkerek atlarının sırtından düşen bu ahmaklar, bugün bize kafa tutuyor” dedi üzüntülü bir ses tonuyla.
Işbara da kandaşının omuzuna dokunarak, “Haklısın evet, kuş kuşlamaya gidelim mi?” diyerek av teklifinde bulundu.
Daha sonra ikisi de ormana doğru at sürdüler…
***
Bazen kendi kendime öyküler yazmaya çalışıyorum. Belki beceriyorum, belki beceremiyorum. Yukarıda okuduklarınız birer kurgudan ibaret olup, gerçekle illaki ilgisi yoktur.
Ama günümüzde de ChengWu ve GuanZhong gibiler yok mu?
Tabi ki var. Etrafımızda yüzlerce hem de.
Liyakati, adaleti, meşvereti bitiren ve kurulu devlet düzeninin canına okuyan birilerinin adamları…
Neyse, haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIM DEMEYİN
*Polemik oluşturarak ismini gündemde tutmaya çalışan vatandaşı.
*Uzun yıl aynı görevi sürdürdüğü için aday gösterilmeyecek isimi.
*Liyakate bakılmaksınız, kamuda siyasi torpillerle bir yerlere gelen hanedanı.