ÇEKEREK, benim için sadece doğduğum yer değildir. Nefesim, özüm, iki gözümdür. Nefesimdir; çünkü beni hayata bağlayan ilk nefesimi (belki de ömürlük nefes bu) orada aldım. Özümdür; çünkü Çekerek, beni ben yapan bütün değerlerin öğreticisidir. İki gözümdür; çünkü gözlerim kadar önemli, kapatırsam kaybetmekten korktuğum anılarımdır.
Bu yüzden, orada olan biten her şey önemlidir benim için. Gönlüm, hep iyi şeylerin olmasını istiyor.
Yozgat’ta kitap okuma ile ilgili yazımı yazarken, konuyla âlâkalı neler yapıldığına dair araştırma yapmıştım.  Gözlerim, ilçemde uygulanmış projeleri, düzenlenmiş kampanyaları aradı. Maalesef, bugüne kadar ya hiçbir şey yapılmamıştı ya da yapılanlar basına yansımamıştı. Büyük hayal kırıklığı yaşamış, çok üzülmüştüm. Çekerekliler çok mu okuyordu? İhtiyaç mı yoktu farkındalıklı çalışmalara? İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün varlığını, varla yok arası sorguladım. İlçe ve köylerde görev yapan sayısız öğretmen, neden okulda dersini anlatmanın ötesine gidememişti? Kitap okuma alışkanlığını kazandırmaya yönelik sosyal projelere imza atmamış, bu konuda neden cimri davranmışlardı? 
Bu gibi sorularla birkaç haftayı geçirdim.
Derken, bir öğretmen çıkageldi umut dünyamıza.  “Annemle Kitap Okuyorum.”  dedi öğrencileriyle. 
Anne, çocuk, kitap, öğretmen… 
Bu güzel dörtlü, sosyal medyaya yansıyan görsellerde birbirine o kadar çok yakışmıştı ki; bakmaya doyamadım. Çekerek Halk Kütüphanesi’nin o muhteşem ışıklarının altında harika bir tablo oldular. Bir çocuk için aile ve öğretmen en iyi modeldir. Güzel işler yaparak, çocuğa en doğru model olmak gerekir. Sevgili öğretmenimiz “Annemle Kitap Okuyorum.” projesiyle kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın yanında, anne-çocuk ilişkisine de katkı sağladı. Bu projenin Akbay İlkokulunda kalmamasını, Çekerek genelinde uygulanan bir projeye dönüşmesini umut ediyorum.
“Çekerek kitap kokmalı!
Çekerekli çocuklar mutlaka okumalı! Kütüphanede, evde, sokakta, parkta… Her yerde okumalı.
Çekerekli çocuklar kitap okumalı! Annesiyle, babasıyla, öğretmeniyle, arkadaşıyla… Bazen de kendisiyle okumalı.”
“Annemle Kitap Okuyorum.” projesini gerçekleştiren öğretmenimizi merak edip, araştırdım.. Yaptığım araştırma sonucunda, hakkında güzel şeyler öğrendim. Çekerekli olmamasına rağmen Çekerek’i sevdiğini, mesleğini severek yaptığını gördüm. Çekerekli öğrencilerin, hem eğitim hem de sosyal hayatlarında iyi şeyler yaşamaları için çırpındığını söyleyebilirim. 
Geçmiş yıllarda da farklı konularda projeler uygulamış öğretmenimiz. “Yuvasız Kuş Olmasın.” demişler mesela sınıfça. Öğrencilerinin yüreğine, hayvan sevgisi aşılamış bu projesiyle.  
Yaptığı etkinlikleri incelediğimde, anne ve babaları eğitimin bir parçası olarak gördüğü fikri hasıl oldu bende. Aileleri projelerine dahil ediyor. “Beni Bana Anlat.” projesi ile aile bağlarının güçlenmesini hedeflemiş örneğin. Aileler; evde çocuklarını anlatan bir slayt hazırlıyor, hazırladıkları bu slaytı sınıfta sunarak sevgilerini bir kez daha yineliyor. 
İnsan ilişkileri kuvvetli, iletişim kurmada başarılı bir öğretmen Yasemin Öğretmen.
Öğrencilerinin duygusal gelişimini önemsiyor. Yeni kardeşi doğan öğrencisini, sınıf temsilcisi annelerle beraber evinde ziyaret ediyor. Hediye alarak öğrencisinin kalbine dokunuyor, kardeş kıskançlığının önüne geçmeye çalışıyor.
Öğrencilerinin milli ve manevi duygularını beslemek için milli bayramlarda gösteriler hazırlıyor. Uzun süren provaların ardından, bayram yerinde kuğu gibi süzülüyor öğrencilerİ. Ben de kuğularımızı keyifle izleyenler arasındayım.
Çekerek’i benimsemiş, Çekerek halkı ile bütünleşmiş, yıllardır ilçemizde özveriyle görev yapmış Yasemin öğretmen, köşemize sığmayacak kadar büyük.
Akbay İlkokulu'nda fidanlar, öğretmenleri tarafından bilgiyle sulanıyor. Bu fidanlar, güçlü köke sahip oldukları için elbette geleceğe güçlü dallar verecek, nice çiçek, bu dallarda açacak…
“Bazı öğretmenler talih kuşu gibidir. Şanslı ilçelere gelir, minik yavruların hayatlarına konarlar!”