HAVALAR soğumadan güzel bir çay içmek istedik.
Meşhur Aynalı Kahve’nin asması altına oturdum.
Asmada bazı üzümler olgunlaşırken, bazıları koruk kalmış.
Acep tam güneş görmüyor da ondan mı?
Yoksa asma yerini mi beğenmiyor?
Yerini beğenmese o kadar koruk da vermez herhalde.
Bizim köyde kimsenin dönüp bakmadığı, bellemediği bağda bile kaç kilo üzüm çıktı.
Demek ki mevzu başka…
Her haliyle oraya ayrı bir hava kattığı kesin.
Çay içerken tanıyanlar geliyor, memleketin sorunlarını anlatıyorlar.
Simit ile çay içen öğrenciler geliyor yanıma ve klasik sorunu anlatıyorlar.
KAÇ KİŞİ ESKİTTİ
Öğrenciler Yozgat’ta halen toplu taşıma konusunda sorun yaşadıklarını bildirdiler.
Aralarında bir tanesi var ki yaklaşık 7 yıldır burada.
Ya o okulu bitirmiyor, ya da okul onu bitirmiyor…
Okuyup duruyor memlekette, hem de çalışarak.
Yozgat’ta 7 yıldır okuduğu için bu toplu taşıma meselesinin üç vali, üç rektör eskittiğini hatırlatıyor.
Bu arada üç tane de belediye başkanı eskimiş.
Lakin gelinen nokta itibariyle mesele çözülememiş, halen sorun yaşıyorlarmış.
Yozgat’ta toplu taşıma kullanmayan birisi olarak duyduklarımı, anlatılanları aktarıyorum sadece.
Geçen haftalarda Belediye Meclisi’nde Belediye Başkanı bu meselenin iki veya üç hafta içerisinde çözüleceğini ifade etmişti.
İki hafta geride kaldı.
Sıkın dişinizi geriye bir hafta kaldı.
ARAP BİRLİĞİ
Arapların bugüne kadar birlik olduğunu görmüş değilim.
Birlik olabilseler belki de bölgede yaşanan birçok savaşı veya kanlı olayları önleyebilirlerdi.
Birinci Cihan Harbi’nde dahi birlik olamadılar.
Bir kısmı mübarek Osmanlı’nın yanında, bir kısmı İngilizlerin yanında yer aldı.
Neticede cetvelle çizilmiş haritalarla parsel edilmiş topraklarda yaşamaya başladılar.
Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti’nin haklı, hukuka uygun ve topraklarını korumaya yönelik başlattığı harekatı eleştiriyorlar.
Hem de Arap Birliği denilen organizasyonda…
Batı gavurunun tepkisini anlıyoruz lakin Arapları anlayamıyoruz.
Bir de KKTC’nin başındaki adamı…
Allahtan Cumhurbaşkanımız hepsine gereken cevabı veriyor.
AT YARIŞI
At yarışı tutkunları vardır.
Önce kupon yapar, sonra ekran başına veya hipodroma geçerler.
Yarış başlar ve atlar koşmaya başlar.
Seyirci, atı öndeyse coşkulu tezahüratlar yapar, adeta jokey ve atı överek yarışın neticelenmesini ister.
Az önce en önde koşan at geriye düşmüş ise bu sefer küfür eder, horlar ve aşağılar.
Çünkü desteklediği atı geride kalmıştır.
Birinciliği kaybetmek üzeredir.
Oynadığı kupon yatmıştır.
At yarışında durum böyledir.
Lakin futbol öyle değildir.
İlk yirmi dakika destek, sonra küfür olmaz.
Bir maç yenince alkış, bir maç yenince küfür olmaz.