Hafta sonu serinlemek amacıyla ailecek Çamlığa çıkalım istedik. Yozgat’ın akciğeri sayılabilen merkezin tek ağaçlık mekânı olan Çamlık Milli Parkımız halkın ilgi gösterdiği önemli piknik alanlarından birisi. Hem gözümüz gibi korumamız hem de temiz tutmamız adına değer verdiğimiz mekânlardan olan Çamlık Milli Parkının ücretli hale getirilmesine de tepki göstermiştik.
Bu işi devlet takip ediyor parası devletin kasasına giriyor derseniz  saygı duyarız. Ancak özelleştirme adına Çamlık Milli Parkının geliri de birilerine peşkeş çekiliyorsa buna da tepki koyarız. Hele hele paralı hale getirmişseniz o zaman bakımını da çok iyi yapıyor olmanız gerekmez mi?
Zar zor park yerinde bir yer buluyoruz, bir de oturacak yer bulalım telaşına düşüyoruz. Kapalı mekânlar çok güzel olmuş ancak yetersiz. Oraları da ne hikmetse şu sığınmacılar dediğimiz zatlar doldurmuş. Öyle ya sabahtan gelmişler boş mekânları da doldurmuşlar. Kapalı mekanları kapanlar kıral koltuğu kapmış gibi kurulmuşlar maşallah!.
Bir sıkıntı da bizim insanımız yapıyor. Bir masa yetmiyor birkaç masayı birden işgal ediyorlar. Ne saygı ama? Bi de bön bön bakmaları yok mu adamı gıcık ediyor! İnsan bekliyor ki yer kalmamış amca buyurun bu masayı alın gölge yer bulun oturun diye yardımcı olsunlar, nerede? Saygı denen şey yok oluyor aramızdan… Neyse boş bir masa bulup gölgeye taşınıyoruz, oturuyoruz şükür.
Çamlık da piknik yapmayı sevmiyoruz. Oturup dinlenmek çay içmek ve temiz hava almak daha güzel. Neden derseniz, ocaklar yakılınca etraf sisten dumandan geçilmiyor. Temiz hava alalım derken karbon monoksit gazıyla zehirleniyoruz. Aynen de öyle oldu dumandan boğulur hale geldik.  
Zaman ilerledi öğle vakti geçmeye başlayınca namaz vakti daraldı. Hadi tuvalete, abdest almaya namaza dedik. Tuvaletler elinize sağlık çok hor kullanıldığı belli. Ama o ne arkadaş, o nasıl bir lavabo, bunu kim neden yapar anlamak mümkün değil. Oldukça yüksek ve bakımsız. Ne musluklar adam gibi ne de lavabolar….Buraları yapan zatlar evlerini böyle mi yapıyorlar dersiniz? Benim bildiğim bu tür mekânlar daha özenle ve daha kaliteli malzemeyle yapılmalı ki uzun süreli dayansın.
Sonra abdest alalım diye çeşmedeyiz. Maalesef dolu, musluğun biri kırılmış tıpalı diğerinin başında da bir halbur adam sıra bekliyor. Mescide geçtik abdest alma yeri vardır diye… Evet abdest alma yeri var. Ama ne abdest alma  yeri ? Aldığınız su üzerinizi berbat ediyor ve abdestiniz mekruh hale geliyor. Sıçrayan su üzerinizi komple ıslatıyor. Kendi kendime dedim ki: bu adamlar ya hayatlarında hiç abdest almamışlar ya da devletten çalıp lanettayın baştan savma bir musluk takmışlar. Sanki devletin parası yok da iki lavabo alınamamış?
Muslukla, suyla dövüşerek abdest aldık, içimize sinmese de… Mekan uygun olmadığı için iki musluk konmuş orası çamurdan geçilmiyor mescide ayak basacağınız tahta da sudan ıslanmış yakın tarikte çürümekle yüz yüze kalacak… Eh şükür mescid yapılmış ya daha ne isteyeceksiniz? Ama beni mutlu etmedi işte!.. Çünkü ben (Yozgatlı) daha güzellerine layığız  da onun için. Yanlış mı düşünüyorum? Adam gibi hizmete, adam gibi düzene layık değil miyiz arkadaş?
İşin özü şu:  Uzun süredir Çamlığa çıkmıyorduk. Bir temiz  hava alalım dedik ama sinirden öfkeden ve stresten  inan gönül rahatlığı ile havamızı alamadık. Bir Milli Parkımız Çamlığımız var benim bildiğim devlet baba hizmetin parasını da fazlasıyla gönderiyor ne hikmetse biz beceremiyoruz bu işi…. Benim aklımda bu işe ermiyor. Yapmayın etmeyin, deseniz de mesafe alamıyorsunuz.
Benim Yozgatlım neden hizmetin en güzeline, en iyisine  layık olmasın? Çamlık Milli Parkımız neden bölgemizin en iyi mekânı olmasın!  Neyimiz eksik Allah aşkına? Devlet demeyin devlet baba ödeneğini fazlasıyla gönderiyor, siz beceremiyorsanız biz ne yapalım arkadaş?