DENEME sinemasının demir tahliye kapısı, iki tarafa doğru açıldı.. Merdivene çıkıp, sokağa adımımızı filmde gördüğümüz karete hareketini yapmak üzeyken, kulağımda 'mengene' misali iki parmağı hissettim.. Dönüp, kim olduğunu anlamaya çalışırken duydum, Osman abinin sesini.. 'Ne geziyorsunuz?' dedi, 'Ben size söylemedim mi? Yanınızda mahalleden abileriniz olmadan sinemaya gitmeyeceksiniz!.. Çarşıya çıkmayacaksınız!.. Mahalleden ayrılmayacaksınız!..' uyarılarıyla Hamam Caddesi'nden İstasyon Meydanı'na doğru ilerledik.. Meydandaki dondurmacıdan bize birer külah dondurma aldı.. Yük indirilip-bindirilen rampaya oturduk.. Osman abi, sinemaya gitmek için parayı nereden aldığımızı sordu.. Söylemek istemedik ama.. 

ÇALINTI İBRİK...

O gün karete filmi vardı.. Paramız yoktu.. Arkadaşlarım Murat ve Civan ile birlikte plan yaptık.. Murat'ın babaannesinin tuvaletinde bakır, eski ibrik kullanılıyordu.. Onu alıp, satıp, parasıyla da sinemaya gitme kararı aldık.. İbriği satacağımız hurdacı, aynı zamanda kalaycıydı.. Sorun, Murat'ın babasının işyerinin yanında bulunmasıydı.. Murat gizlendi.. Biz ibriği saklayarak, götürmeye çalışırken, Murat'ın babası Cevdet amca gördü.. Öyle düşündük.. Gitmekten vazgeçtik.. Bekledik.. Bir süre sonra Cevdet amca içeriye girdi.. Biz de ibriği satıp, parasını alıp, soluğu sinema salonunda aldık..

İBRİK KALAYLANMIŞ...

Osman abiye bu durumu anlatmak istemedik ama daha fazla da dayanamayıp, anlattık.. Osman abi bizi yanına aldı.. Murat'ı alt geçitten geçip, mahalleye gönderdi.. Civan ile birlikte bizi kalaycıya götürdü.. Cevdet ama bizi görünce, ibriği sattığımız kalaycıya 'Usta.. Kalay tamamsa ver çocuklara eve götürsün!' diye seslendi.. Şaşırdık.. Osman abi de bir şey demedi.. Çürümekte olan bakır ibriği kalaylanmış, onarılmış bir şekilde teslim aldık.. Osman abi 'siz burada bekleyin!' diyerek, Cevdet amca ile birlikte içeriye girdiler.. Ne konuştular bilmiyoruz.. Çıktı, yanımıza geldi.. İbrik elimizde mahallenin yolunu tuttuk.. Murat bizi, Selvi Caddesi'nin girişinde, ırmağın kenarındaki Jandarma Karakolu'nun önünde karşıladı.. Yüzü asıktı.. Biz gülüyorduk.. İbriği götürüp, Murat'ın babaannesine 'Cevdet amca kalaylatmış!' diye teslim ettik.... 
Osman abi, sadece bizim değil mahallenin abisidir.. Herkes saygı duyar.. Sever.. Güvenir.. Cevdet amca sert birisidir.. Mahallede herkes korkar..  Mahallenin kadınları Cevdet amca işe gittikten sonra sokağa çıkar.. Çocuklar da öyle.. Herkesin korktuğu.. Çekindiği.. Cevdet amca bizi şaşırttı.. Osman abi bizi toplayıp, mahallenin ortasındaki bulunan 'çayırlık' dediğimiz yere götürdü.. Nasihat etti.. Bir daha böyle şeyler yapmamızı istedi.. Bu kez affedip, kimseye söylemeyeceğini ama bir daha yapmamız halinde dövmekle tehdit etti.. Sonradan öğrendik, Cevdet amcanın bizim niyetimizi anlayıp, bakırcıyla konuştuğunu.. Bize para vermesini, ibriği de kalaylamasını istediğini.. O günden sonra Cevdet amcadan korkmadık ama saygıda da kusur etmedik...