TEKNOLOJİK gelişmelerin hayatımıza sunduğu sayısız kolaylık olduğu gibi elbette olumsuz etkileri de olmaktadır. 

Özellikle ulaşım, eğlence, üretim ve tarım sektörlerindeki gelişmeler fiziksel aktivitenin azalmasına neden olduğu için, vücudun enerji tüketimi de düşmektedir. Pratik hayatın getirilerinden olan fastfood (ayaküstü) tarzı besinlerin; rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı, enerji-yoğun içerikte olması nedeniyle enerji alımı da artmaktadır.

Oysa sağlıklı yaşam için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Yani günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite (aşırı şişmanlık) oluşumuna neden olmaktadır.

Sağlığı olumsuz etkileyen kompleks ve çok faktörlü bir hastalık olarak kabul edilen obezite, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedeni olup gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yerini almıştır.

Ülkemizde hızla artan obezite, başta şeker hastalığı olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği,  nörolojik hastalık, çeşitli kanserler, uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, kısırlık, eklem hastalıkları ve depresyon gibi birçok sağlık sorununa neden olabilmektedir.

Kültürel, davranışsal ve çevresel etmenler, enerji-yoğun beslenme, büyük porsiyonlar, fiziksel inaktivite, sedanter yaşam tarzı, yaşlılık ve buna ek olarak yeme bozuklukları obezite gelişimini hızlandırır. 

Anne sütü alınamaması ve yaşamın ilk yıllarında beslenme içeriğinin özelliği de ileride obezite gelişmesinin nedeni olabilmektedir. Bu konudaki bilincin oluşması sağlıklı nesiller için önemlidir. 

Ayrıca boş zamanları kolaylıkla dolduran ileri teknolojik araçların (akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, ev sineması vb) kullamının yaygınlaşması fiziksel aktiviteyi azaltacak nedenler arasında olduğundan obezitenin artmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.

Obezite, yetişkinlerin yanısıra çocukluk ve ergenlik döneminde de artmaktadır. Bu dönemdeki obezitenin, yetişkin yaşlardaki obeziteye öncülük ettiği bilindiğinden ebeveynlerin çocukların beslenmesine dikkat etmeleri oldukça önemlidir. Yaşlılarda ise fiziksel aktivitenin azalması, besin alımının değişmesi kilo alımına yatkınlığı artırmaktadır. 

Sonuç olarak, insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için beslenmesi gereklidir. Beslenme içeriğinin yeterli ve dengeli olması ve fiziksel aktivitedeki alışkanlıklar, sağlıklı bir yaşam için bebeklikten yaşlılığa uzanan her dönemde önemlidir.