SHOW TV haberlerini “İyi akşamlar Türkiye, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.” diye bitirirdi Reha Muhtar. Haber ne kadar üzücü olursa olsun, Reha Muhtar’ın güler yüzü unuttururdu yaşanan kötü olayları. Haberlerin sonunda mutlaka bir tebessüm kalırdı dudaklarımızda.
ATV ekranlarından Ali Kırca’yı can kulağı ile dinlerdik. Ali Kırca, hangi siyasi partinin haberini sunarsa sunsun; yüz ifadesi, ses tonu, ciddiyeti hep aynıydı. Dolayısıyla izleyici haberi bütünüyle kabul eder, hiçbir siyasi lidere öfke beslemezdi.
Uğur Dündar, Kanal D haber programını sunardı. Bütün Türkiye onun solcu olduğunu sadece tahmin ederdi. Ama o, haberleri sunarken tarafsız olduğunu izleyiciye her haliyle yansıtırdı. İnsanlar tahminleriyle kalakalırdı.
Kanal 7’nin İslami bir imajı olsa da her mezhepten insan, zaman zaman Ahmet Hakan’ın haber programını dinlemekten yana kullanırdı tercihini.
Bütün TV kanallarında amaç aynıydı; halkı, Türkiye’den ve dünyadan haberdar etmekti. Haberler özenle, tarafsız hazırlanır; sunulurdu. O yüzden ‘senci benci’ olmazdı kimse. Siyaset, halkın günlük ilişkilerini, arkadaşlıklarını, toplum içindeki iletişimini etkilemezdi. Düşünceye saygı vardı. Partisi önemli değildi eşimizin, dostumuzun. Sarılmasını da bilirdik, sahip çıkmasını da.
Siyasetçilerin bir araya geldiği tartışma programları olurdu. Şimdiki gibi uzaktan düello yapılmazdı. Edep vardı, lisan zenginliği vardı, hitap kültürü vardı.
Artık en uç noktalarda yer alan TV kanallarına teslim oldu basın yayın. Ortası yok bu işin:
Ya iktidar, ya muhalefet!
Basın, özgürlüğünü iktidarlara teslim ederek halkın da kutuplaşmasına neden oldu.
A Haber, Beyaz TV, ATV gibi birçok TV kanalı ve hatta tüm halkın kanalı olması gereken TRT’nin bile imajı var: İKTİDAR!
HALK TV, TELE 1, KRT TV gibi kanalların ise çizgisi belli: MUHALEFET!
Teraziye koysak iktidar açık ara fark atar.
Bütün bu kanalları denetleyen bir kurum var: RTÜK.
RTÜK deyince aklıma hep düdük kelimesi geliyor. Kafiye uyumunda mıdır nedir?
Maçın kaderini değiştiren hakem gibi RTÜK. Mesela; seyircisi çok olan FOX TV’nin haber programına; ille de “Reyting kaybetmen gerekiyor!” diyor, durmadan düdük öttürüyor. Kaldır kırmızı kartı; Tele 1, FOX TV, Halk TV ekran dışı.
Bu düşünceye nasıl vardım? Geçtiğimiz günlerde İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Halk TV’de yayınlanan “Sözüm var” programına katıldı. Kendisine sorular soruldu. İktidarı eleştiren cevapları; toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmek, toplumda nefret duyguları oluşturması nedeniyle Halk TV’nin RTÜK tarafından idari para cezası ve yayın durdurma cezası almasına neden oldu.
Çok örneği var muhalefet imajlı kanallara yayın yasağının. Özellikle yukarıdaki örneği tercih etme sebebim; Yozgat’ta yaşayan hemşehrilerimin İstanbul’la çok yakından ilgileniyor olmaları. Yozgat Belediyesi’nden daha çok takip ediyorlar İstanbul Belediyesi’ni.
Geçmişin özgür TV kanallarını zimmetinize geçirirken, muhaliflere kanal açma hakkını siz vermiş olmadınız mı? 
Sevda Noyan ise iktidarı destekleyen Ülke TV’de bir programa katıldı. 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili “15 Temmuz kursağımızda kaldı. İstediklerimizi yapamadık. Bizim aile 50 kişiyi götürür. Biz çok donanımlıyız, maddi/manevi olarak. Bizim sitede halen 3-5 kişi var, benim listem hazır.” dedi.
Darbeye hepimiz karşıyız ama TV’de değerlendirmek konu komşu tehdit ederek olmamalıydı.
Yok yok...
RTÜK Başkanının söylediklerini duyunca bütün sözlerimi geri aldım. Büyütecek bir konu değil. Kanal Ülke TV ise hiç sorun değil.
Durmak yok, iktidarın RTÜK torpilli TV kanallarını izlemeye devam.