YOZGAT ile Bursa arasında öyle bir kan ve can bağı vardır ki, okuduğunuzda tüyleriniz ürperecek, gözyaşlarına hakim olamayacaksınız...
Tarihler 20 Temmuz 1920’yi gösterdiğinde Osmanlı’nın manevi başkenti, Osman Gazi Han’ın ebedi istirahatgahı olan Bursa, Yunan Orduları tarafından işgal edilmişti. Rusya’da Bolşevik İhtilalı gerçekleşmesinin neticesinde, Doğu cephesinden Batı Anadolu’ya kaydırılan birliklerimiz Yunan ordularını Polatlı’da durdurmayı başarmış, İzmir’den çıkarma yapan Yunan askerleri, Anadolu topraklarını işgal ederek Türk halkına tarifi mümkün olmayan acılar yaşatmıştı.
Üsteğmen Mustafa Şefik Bey; Doğu cephesindeki birliğiyle Yozgat’tan geçiyordu. Çerkez Ethem tarafından kardeşinin katledildiğini öğrendi.
O kahraman Türk subayını tanıyan hemşerileri babasına müjdeci olarak götürmek istediler, tüm ısrarlara rağmen o, şu cevabı veriyor “Yunan gelmiş Haymana’ya dayanmış siz bana babamı teselli etmekten bahsediyorsunuz” diyerek, on beş gün izinli olduğu halde kardeşinin acısını yüreğine gömüyor soluğu cephede alıyordu III. Kolordu Şükrü Naili Paşa kumandasında vatan savunmasında yerini aldı.
Yunanlılar 22 Haziran 1920’de Milen Hattı’nı geçerek genel taarruza girişmişler. Düşmanın Kuzey kolu 30 Haziran 1920’de Balıkesir’i işgal etmişti. Yunan Süvarileri 2 Temmuz 1920’de Kemalpaşa ve Karacabey’i işgal ettiler. Bu cephedeki 61. Ve 56. Tümenlerimiz Bursa doğrultusunda çekilmişlerdi.
Yunanlılar ilerleyerek 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı ele geçirdi ve ileri hatlarını Dimboz-Aksu hattına kadar getirdiler. 7. Tümenleriyle (Akdeniz Fırkası) Bursa - İnegöl şosesi üzerindeki KAZANCI cephesini tuttular. Böylelikle 9 Temmuz 1920’de Aksu Köyü’de işgal edilmişti.
Köy, Yunanlıların elinde Kazancı cephesinin ağırlık merkezi olarak kullanılmış ve kahvehaneler depo haline getirilmişdi. Köy halkı Yunan kumandanına çenesinde bulunan bir tutam tüyden dolayı “Sakallı” diyorlardı. Sakallı Yunan subayı çarşıdaki çınarın dibini doldurtarak etrafına duvar çevirtmiş ve orasını park haline getirmişti.
Üsteğmen Mustafa Bey, Yunanlıların Acıelma (Şadan) köyündeki karakolun izlemeye aldı ve bir gece ani baskın düzenleyerek. Nöbetçiyi öldürdü ve Yunan subaylarının karargah olarak kullandığı üzerindeki el bombasını evin bacasından atarak içerdeki 14 Yunan subayını orada öldürdü. Panik halinde dışarı fırlayan Yunan askerlerinin üzerine fırlattığı ikinci el bombası Yunan askerinin el çabukluğu ile patlamadan alınıp Kahraman Türk askeri Mustafa Şefik beyin üzerine fırlatılması sonucu makamların en yücesi olan Şehadet mertebesine erişti. Zayiatın oldukça büyük olması orada bulunan Yunan askerlerini oldukça öfkelendirmişti. Durumu öğrenen Yunan tümen komutanı soluğu olay mahallinde alıyor Şehit subayımızın kutsal bedenini Kazancı cephesine getirterek, kendi subaylarını ve orada bulunan Türk ahalisini toplatıp, Önce Yunanca ve sonra Türkçe olarak; “O, bir kahramandır. O, Üzerine aldığı görevi layıkıyla yerine getirmiştir. Vatanı için ölmüştür.” diyordu.
Bir yunan askeri öfkesini tutamayıp kahramanca şehit düşen aziz naşı tekmelemekten kendilerini alamamıştı.
Yöre halkı tarafından Sakallı denilen yunan generalinin şu sözleri onun kahramanlığını perçinliyor “Sen onun ancak ölüsüne tekme atabilirsin Acıelmada vazifesini yaparken karşısına çıksaydın ya”, diyerek askerini azarlıyor ve ceza veriyordu.
Şehidimizin yaptığı kahramanlığı kendi subaylarına örnek olarak göstermekten kendini alamıyor. Oradaki Türk halkına dönerek; “Kazancı Köyü küçüktür. Onu Aksu’ya götürün ve kahramanınızı adetlerinize göre gömün” diyordu.
Şehidimizin aziz naşı araba ile Aksu köyüne getiriliyor ve Şehit Üsteğmen Mustafa Şefik Bey köy halkı tarafından gözyaşları ile Aksu köyündeki ebedi istirhatgahına, Çiçek Baba mezarlığına defnediliyordu.
Savaş sonrası Genelkurmay tarafından bu Şehidimizin naşı Ankara Şehitliğine defnetmek ister ve bu emri uygulamak için köye geldiklerinde Köy halkı buna karşı çıkarak vermek istemezler ve gerekli girişimde bulunarak, 'Bu bizim namussumuz, Vatanımız için Şehit düştü o bizim Şehidimiz' diyerek sahip çıkarlar.
Bugün geldiğimiz noktada ise, Bursa Büyük Şehir Belediye Başkanı çıkmış, “30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI HALKIN GENELİNİ İLGİLENDİREN BİR BAYRAM DEĞİLDİR”, diyor. Türk milletinin kurtuluş gününü bu kadar küçümseyen bir belediye başkanına şu cevabı vermek farz oldu; Zafer Bayramı Yozgat, Hakkâri, Samsun, Malatya, Kayseri, Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan ve adına Türk Milleti dediğimiz herkesi ilgilendiriyor Bay Başkan.
Geni bozuk, kanı bozuk kişileri ilgilendirmese de, en başta Yozgat’ı, Yozgatlıyı ilgilendiriyor. Her şeyden önemlisi TBMM eski Başkanı Sayın Cemil ÇİÇEK Beyi çok yakından ilgilendiriyor. Kendisi ne cevap veridi bilemem. Günü geldiğinde gün yüzüne çıkan akrep gerçek yüzünü ortaya çıkararak, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı hafife alacak kadar hinleşiyor.