Genç yazar Burcu Yılmaz ile 2013 yılı Kasım ayında İstanbul Kitap Fuarında tanıştık ve o günden bu yana yazarlık yolunda birbirimizden desteğimizi esirgemedik. İlk kitabı “Geçmişin Derin İzi” beklenen ilgiyi gördü okuyucu tarafından; hal böyle olunca da sevgili Burcu ile röportaj yapma isteğim daha da arttı. İşte genç yazar ile gerçekleştirdiğimiz röportaj.
1-Burcu Yılmaz’ı tanıyalım.
17 Temmuz 1990 Hatay doğumluyum. Mustafa Kemal Üniversitesi finans mezunuyum. Her ne kadar üniversitede edebiyat dışında bir bölüm okusam da yazmaktan vazgeçmedim. Kalemimde yazmanın büyüsünü hissettiğim zamanlarda ortaokul yıllarındaydım. Okullar arası düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmalarına katılmam, yaptığım dereceler ve öğretmenlerimin gurur dolu bakışları ve sözleri arasında daha da bağlandım kalemime. Yazarken kendimi ne kadar iyi hissettiğimi fark ettim. Zaman geçtikçe de benim için hayatın yazmaktan ibaret olduğunu anladım. O zamandan bu zamana da hep şu sözümle hareket ettim “Anlatabilmek yazmaktan geçer bazen”
2-İlk kitabınızı kaleme alırken kitabınızın beğenilmesi konusunda tereddütleriniz var mıydı?
Kitabımı kaleme alırken beğenilip beğenilmemesi gibi bir düşüncem olmadı. Çünkü yazarken hikâyemle bütünleştiğim için bu tür düşüncelerden oldukça uzaktım. Kitabımı tamamladıktan ve bütün aşamalar bittikten sonra bir an için bu duyguyu yaşadığımı hissettim. Eminim ki her yazar bunu düşünüyordur.
3-Bizlere “Geçmişin Derin İzi” kitabını anlatır mısınız?
Aşk, ölüm ve umut üçgeninin hayat denen yaşamda kesiştiği nokta KADER. Bunun gerçeklik payının doğruluğu yansıtmaya çalıştığım kitabım tamamen kurgudan oluşmaktadır. Dört sene önce yazmaya karar verdiğim bu hikâyede esinlendiğim tek şey hayat oldu. Şu bir gerçektir ki insanlar aşkı yaşarken başka, ölümü tadarken başka ama umudu hissederken aynı oluyor. Ve biz insanlar bu üçlüyü yaşarken hep aynı şeyi söylüyoruz; KADER. Kimimiz kader deyip boyun eğerken, kimimiz kaderimize karşı gelmeye bile çalışıyoruz. Bu durumu sorgulamaya başlarken kendi içimde birçok gelgitler yaşadım ve bir anda kendimi bu üçlünün yaşandığı kaderin içerisinde hissettim. Bu kader benim hikâyemi yazmama vesile oldu ve sonucunda “Geçmişin Derin İzi” doğdu.
4-Okuyucunun kitabınız hakkında olumlu ve olumsuz eleştirileri neler oldu?
Gerek sosyal medya gerekse bire bir bana ulaşan ve kitabım hakkında yorum yapan okuyucularımdan şimdiye kadar hep olumlu sözler aldım. Yazdığım hikâyenin duygusu onların gözlerinden yüreklerine doğru süzülmüş ve her okuyan kendinden bir parça bulmuş. Benim için en büyük mutluluk bu oldu.
5-Bundan sonraki çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Bundan sonraki çalışmam roman olmayacak. Son düzenlemeleri yapılan ikinci kitabımın içeriği deneme/yazın olacak. Birkaç hikâye, deneme ve aforizmalardan oluşan bu kitabımı da okuyanlarımın bütün duygularıyla sahipleneceğinden eminim.
6-Aşk’a dair onlarca söz yazmış bir yazar olarak bizlere kısaca aşk’ı anlatır mısınız?
Aşk’a dair yazılan çok şey oldu. Şiirlerden dökülen dizeler, hikâyelerden akan hisler ya da tek cümlelik sözlerle anlatılıyor duygular. Aşk’ı anlatın derseniz yaşamak derim.
7-Aşk demişken sizden o güzel aşk’a dair özlü sözlerinizden birkaç tane okumak isteriz. Hangilerini paylaşmak istersiniz bizlerle?
Aşk bizimse eğer, hayaller bizim sevgilim. Varsın bilmesin hiçbir yürek. Bu aşk gizli ve derin.
Aşk zamansız ve kuralsızdır. Hiç beklemediğin anda çalar yüreğini ve sen buyur bile etmeden yüzsüzce girer içeri.
Hayatın kadar, yaşadıkların kadar ve hatta kaderin kadar gerçektir AŞK.
8-Genç neslin okuma alışkanlığı hakkında görüşleriniz nelerdir?
Genç neslin okuma alışkanlığı geçtiğimiz senelere göre biraz arttı diyebilirim. Türkiye’deki okuma oranı diğer ülkelere göre çok daha düşük olmasına rağmen son zamanlarda az da olsa kitap okuma alışkanlığı edinenlerin arttığını görebiliyoruz.
9-Sizce yazar nasıl biri olmalıdır?
Tek cümleyle anlatmak gerekirse; “Yazar okuyucunun duygularını gösteren bir ayna olmalıdır.”
10-Sorulara verdiğiniz içten cevaplar için teşekkür ediyorum. En son söylemek istedikleriniz nelerdir?
Ben kaderin var olduğuna inananlardanım. Fakat şuna da inanıyorum ki biz insanlar hayallerimizle kaderimizi değiştiremesek de onlara yön verebiliriz. Bu düşüncelerimin anlamını okuyucularım kitabımda çizecektir. Geçmişin Derin İzi onların içinde yer edinecek gerçek bir hikâye olacak. Son olarak okuyucularıma “satırlarda buluşmak dileğiyle…” diyorum.