YOZGAT şehir merkezinde bulunan tarihi yapıların restore edilerek gelecek kuşaklara miras bırakılmasına yönelik önemli adımlar atıldı. Bir çok tarihi yapı aslına uygun olarak restore edilirken, amaç sadece o binaların gelecek kuşaklara aktarılması değil, turizme de kazandırılmasıydı. Ama gelin görün ki, Yozgat'ta tarihi yapıları, turizm alanlarını 'korumak-kollamak' anlayışı 'Yassak Gardaş!' anlayışı ile eş anlamda algılanınca, amaçlar, niyetler bir kaşık suda boğulup, gitmeye başladı...
Restore edilen tarihi binalardan bazıları belediye öncülüğünde hizmete açılırken, Askerlik Şubesi, Cephanelik, Cumhuriyet Mektebi gibi tarihi yapılar kaderlerine terk edildi. Dün 'şu yapılsın, bu yapılsın' önerilerinde bulunuyorduk, geldiğimiz noktada 'işleyen demir pas tutmaz' anlayışı ile 'bir şekilde kullanıma açılsında nasıl açılırsa açılsın!' noktasına geldik...
Çamlık Milli Parkında, 'doğal dengeyi bozulur' endişesi ile vatandaşa yönelik yasaklar devreye sokuldu. Alışkanlık haline gelmiş sanırım, bu durum. Yasak her yerde kendisini bir biçimde gösteriyor.  Çok yazık...
Okullar tatil dönemine girdiği günlerde, öğrenciler, özellikle de Yozgat dışından gelen üniversite öğrencileri, eğitim gördükleri okulun bulunduğu şehrin özelliklerini resmederek, beraberlerinde götürme arzusu ile yanıp, tutuşurlar. O günlerde, akşam saatlerinde, tarihi Yozgat Lisesi'nin aydınlatmalarının yanmasıyla fotoğraf çekinmek isteyen bir-kaç genç demir kapıdan içeriye giremiyor. Görevli 'Bu saatte yasak!' diyor. Arkasını dönüp gidiyor. Yasak olan nedir? Kimse bilmiyor. Herkes kendi kafasına göre bir 'yasak' koymuş, keyfine bakma derdinde. Hal böyle olunca Yozgat 'yasaklar kenti' unvanıyla ön plana çıkıyor. Haberiniz olsun...