DEVLETİN tüm kademeleri, 'korona' adlı virüsün etkilerini yok edebilme mücadelesi veriyor. Vatandaş, evine kapanmış, virüs belasının biran önce defedilmesini bekliyor. Birileri de çıkmış, tüm bunları fırsata çevirebilmenin hesaplarını yapıyor...

Zorunlu olmadıkça evden çıkmıyorum. Benim gibi tanıdığım, daha önce hemen hemen hergün kısa tur atıp, çay ocağında kısa süreli sohbet ettiğim bir çok insan kendi 'olağanüstü halini' ilan etmiş durumda...

Cep telefonum ısrarla çalıyor. İstanbul kodlu bir numaradan aranıyorum. Açtım 'buyurun' dedim. Karşı taraftan bir bayan ismimi söyleyerek, görüşmek istediğini bildirdi. 'Buyurun, şuan aradığınız kişiyle görüşüyorsunuz' karşılığını verdikten sonra Türk Telekom şirketinden aradığını söyledi. Ardından internet sözleşmemin sona erdiğini, hemen yenileyebileceklerini söylediler. Kabul etmedim. Ama yenileme onayı vermem için ısrarcı oldular. Daha önceki 'aldanmışlıklarım' nedeniyle alışkanlık haline getirdim. Telefon ve internet üzerinden bu tip talepleri geri çeviriyorum. Bunu da çevirdim. Ertesi gün Türk Telekom şubesine gittim. Sözleşmemin devam ettiğini, 6 aydan daha fazla bir sürenin olduğu bildirildi...

Başka bir gün, başka bir numaradan aradılar. 'Filanca bankadan arıyoruz' deyip, 'bankamızın size sunduğu hizmetleri anlatacağız' diye devam ettiler. 'Buyurun, anlatım' dedim. 'Güvenliğiniz için annenizin kızlık soyadının bilmem kaçıncı harflerini verebilirmisiniz!'  diyerek, bilgi talebinde bulundular. 'Teşekkür' ettim, 'eğer bilgi verecekseniz, özel bilgilerimi sormadan aktarın. Sonuçta vereceğiniz bilgi sitenize girince de görünüyor' karşılığını verdim. 'Bilgi veremeyeceklerini' söyleyip kapattılar...