GÜNDEMİMİZ bir süredir değişmiyor. Korona virisü ile yatıp, kalkıyoruz. Peki virüs sonrasında ne olacak? Biraz da buna yoğunlaşmak durumundayız...
Normalleşme sürecine yönelik ilk adımlar atılıyor. Normele dönüş, virüs öncesinde 'normal olarak' kabullendiğimiz davranış biçimlerini değiştirmemizi zorunlu kılacaktır. Zira, virisü hayatımızdan tamamen çıkartabilmemiz için önümüze konulan ve konulacak olan, yaşamımızı düzenleyen kurallara uymaktan geçmektedir...
Yurt genelinde eğitim kurumlarında sınıf başına 20 öğrenci düşüyor. Bu sınıf başına düşen öğrenci sayıları bazı okullarda veya bölgelerde 40'a kadar çıktığı da oluyor. Bununla birlikte taşımalı eğitim sistemi var. Öğrenciler, bir araçla toplanıp, bir merkezi okula taşınıyor, daha sonra da okuldan alıp, köylerine götürülmektedir...
Öğrencileri toplu halde bir merkeze taşımak yerine öğretmenlerin sayısını artırıp, köylere götürmek daha sağlıklı ve akılcı bir sistem olacak. Öyle görünüyor. Taşımalı eğitimi, korona virüs tedbirleri kapsamında ele aldığımızda öğrencileri taşıyan bir minübüs en fazla 30 kişilik. Bu durumda minübüslere 15 kişiden fazlası binemeyecek. Bu da ikinci bir minübüs demektir. Bunun yerine her köye bir öğretmen gönderdiğimiz zaman, sorunu daha pratik ve sorunsuz çözmüş oluruz, düşüncesindeyim... 
Bozok Üniversite Akdemik kadrosundan Prof. Dr. Mustafa Böyükata, uzun bir süredir 'Köy Okullarını Kollej havasına dönüştürme' adlı bir çalışma yürütüyor. Bu çalışma yerinde eğitimi öngörmektedir. Korona Virüs ile birlikte değişmi zorunkılan yeni düzende bu sese kulak verilmesi gerekir. Köy okulları yeniden açılmalı, öğrenciler yerinde eğitime alınmalıdır...