GEÇTİĞİMİZ günlerde İleri Gazetesi Kurtuluş Savaşında Yunan askerleri tarafından Bursa’da şehit edilen Yozgatlı Üsteğmen Mustafa Şefik Bey ile ilgili bir habere yer verdi. Bursa Kestel Aksu köyünde şehitlerimize yaraşır şekilde yeniden çevre düzenlemesinin yapıldığı ve Milli Mücadelenin miladı sayılan 23 Nisan TBMM’nin açılışının Yüzüncü yıldönümü münasebetiyle yöre halkının şehitlikte anma programı düzenlediği yazıyordu. Benimde hayatını kaleme aldığım, HER HAYAT BİR DESTANDI adlı kitabımda öyküsünü yayımladığım, bizzat Bursa’ya giderek kabrini ziyaret etmeye Muaffak olduğum Mustafa Şefik Bey Şahadetinin üzerinden yüz yıl geçmiş olmasına rağmen yöre halkı tarafından sanki bugün şehit düşmüş gibi saygı ve hürmet görmektedir.
Tüm Yozgatlıların da bildiği üzere şehrimize “Askeri Birlik” kurulması yönünde büyük çabalar sarfettik, en son 2019 Yerel Seçimleri münasebetiyle Yozgat’ımıza teşrif eden Sayın Cumhurbaşkanının ağzından bu sözü almayı başardık. Yozgat’a Acemi Birliği verilmesi için Ankara’ya yürüyen insanlarımız oldu, onların bu fedakâr eylemleri Yozgat iktidar partisi Milletvekilleri ve Yozgat siyasi temsilcileri tarafından hükümet karşıtı bir eylemmiş gibi algı yaratılarak bazı yetkili ağızlardan hakarete varan talihsiz açıklamalarını utanarak yerel basınımızın sayfalarından okuduk, üzüldük.
Oysa elimizdeki 6. Jandarma Er Eğitim Alayını Yozgat’tan göndermek için imza kampanyası düzenleyenler, konunun muhataplarına şikayet üstüne şikayet yollayanlar da aynı zihniyete mensup hemşerilerimiz idi. Önce gönderdik, sonra mumla arar hale geldik.
6. Jandarma Er Eğitim Alayı'ndan önce de burada bulunan 93. Süvari Alayı Mevcut idi. Ne acıdır ki bugünlerde bu gerçeği bilen, hatırlayan kimse kalmamış gözüküyor. Bu birlikler şehrimizde bulunduğu yıllarda eğitim esnasında hayatlarını kaybeden askerlerimiz de olmuş, o günün şartlarında naaşlarının memleketlerine gönderme imkanı bulunmadığından Askeri eğitim sahası olan bugün “Kışla” olarak adlandırdığımız yerleşimin içerisinde yer alan araziye defnedilmişlerdi. Bu bölgenin şehitlik olarak düzenlenmesine sebep olan asıl gerçek ise, iç isyanlar sırasında Postacı Nazım ve eşkıyaları tarafından şehit edilen Akdağmadeni Kaymakamı Mehmet Tahir Bey ve Akdağmadeni Askerli Şube Reisi'nin naaşlarının buraya defnedilmesiyle başlamış, sonrasında Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlık gösteren Gazilerimizin de buraya defnedildiği gerçeğidir. Devamında 6. Jandarma Er Eğitim Alayı'nın konuşlanmasıyla birlikte hayatını kaybeden askerlerimiz belli bir intizam içerisinde buraya defnedilerek tıpkı Sarıtopraklık mevkiinde bulunan bugünkü şehitlik gibi sıralı defin işleminin gerçekleştiği apaçık ortada.
1970’li yıllarda çoğunluğunu o günkü adı ile YSE çalışanlarının oluşturduğu Yozgat halkı tarafından “Mezarlıklar Cemiyeti” adı ile bir dernek kurularak bu mezarlıkların çevre düzenlemesi yapılmış, aile mezarlıkları olarak tahsis edildiğini öğreniyoruz.
Askerlerimizin defnedildiği şehitlik ise etrafı duvarlarla çevrilerek halk mezarlığından ayrılmış vaziyettedir.
1990’lı yıllarda Geyikli Tepe, Bugünkü adı ile Yıldız Tepe, “zemin bayrağın bulunduğu alana” Dönemin Alay Komutanı tarafından bayrak yapımı kararı alınır ve bu bayrak o tarihte Türkiye’nin en büyük zemin bayrağı olarak literatüre geçmiştir.
İleri Gazetesi o yıllarda bir kampanya düzenleyerek desteklediği bayrak için boya kampanyası ve Kışlanın altında bulunan şehit mezarlarının yeniden düzenlenerek her bir şehidin mezarına ay yıldızlı mezar taşı dikilerek günümüze kadar gelmesi sağlanmış, üzüntü verici olay ise bu şehitliğin unutulmuş olmasıdır.
Yaklaşık bir ay öncesi Gazeteci Sayın Erdoğan BUDAK kardeşimiz tarafından çekilen bir video sosyal medyada paylaşıldığında Yozgat rüyadan uyanmış gibi bir şaşkınlık yaşasa da, konuyla alakalı yetkili kişiler tarafından herhangi bir açıklama yapılmaması, bu konuya ilgi duyan kişilerde hayal kırıklığına sebep olmuştur. İHA Muhabiri Bahadır Muhlis GÖKGÜL kardeşimiz bu şehitliği ülke gündemine taşımak için yeni bir gayret göstermiş, şahsımı arayarak herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşamadığını vurgulayarak burasıyla ilgili bilgim olup olmadığını sordu. Sözlü kaynaklardan edindiğim bilgileri kendisine aktardım, yetmeyeceğini bildiğim için başta Alay Komutanımız ve Yozgat Askerlik Şube Başkanlığına müracaat ederek bilgilerine başvurma ihtiyacı doğdu.
İHA Muhabiri Bahadır Beyle birlikte Askerlik Şube Başkanlığını ziyaret ederek konu hakkında bilgilerine ve belgelere ihtiyacımız olduğunu söyledik.
Kumandan Bey; oranın şehitlik olduğuna dair herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, şehitlik olsaydı mutlaka bilgilendirilmeleri gerekliliğini ifade etti.
Yaptığımız araştırmalar bir gerçeği gün yüzüne çıkarıyor. O da burasının minyatür bir Devlet mezarlığı olduğudur. Askeri eğitim sahası olması sebebiyle Akdağmadeni Kaymakamı Mehmet Tahir Bey, Akadağmadeni Askerlik Şubesi Bşk Şehit Binbaşı Ahmet Bey buraya defnedilmiştir. Devamında Kurtuluş Savaşında Yozgat asker toplama merkezi olmakla birlikte, Batı cephesinde yaralanan askerlerin bir kısmının Yozgat’a sevk edilmesi ve Yozgat halkı tarafından gönüllülük esasıyla evlerde tedavi edilmeleri gerçeğidir. Enfeksiyon kapması sebebiyle hayatlarını kaybeden askerlerin de buraya defnedildiği. Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs ve Kore’de kahramanlık gösteren kahramanlıkları madalyalarla tescilli gazilerimizin vefatı sonrası askeri törenle buraya defnedildiği gerçeğidir.
Hattat ve Yazar Yasin Ali ER Hocam bu şehitlikle ilgili şöyle diyordu; “biz özellikle bayram günleri sabahında birkaç arkadaş birlikte önce buradaki şehitleri ziyaret eder sonrasında kendi aile efradımızın kabirlerini ziyarete giderdik”..!
93. Alay'ın Yozgat’ta bilinmemesi, 6. Jandarma Er Eğitim Alayı'nın ardında bıraktığı bu vatan evlatları, her şeyden önemlisi 90’lı yıllarda terör sebebiyle şehit sayımızın artması, yeni şehitliğin açılmasıyla birlikte başta yetkililerimiz olmak üzere Yozgat halkı burada yatan kahramanları yok saymışlardır. Bu yüzdendir ki bugün orada yatan yüzün üzerindeki şehit ve gazilerimiz isimsiz, anlamsız bir mezar haline dönüşmüştür.
Bugün oldukça bakımsız, kaderine terk edilmiş bu şehitlik ister istemez vicdanlarımızı yaralamaktadır. Her gün beş vakit yöneldiğimiz kıble yönünde, Yozgat’ın tam yamacındaki bu şehitlik ve kabristan bir an evvel yeniden düzenlenmeli, tıpkı Sarıtopraklıkta bulunan şehitlik ve mezarlık gibi Yozgatlıya yaraşır hale getirilmelidir.
Orada yatan her bir şehit ve gazi Yozgatlıların vatanına verdiği değer ölçüsüdür. Bu acı gerçek Yozgat’a yakışmadı. Yozgat bu ayıptan bir an evvel kurtarılmalı.