HALBUKİ, yeni bir dönemin başlama vuruşu için düdük çalındığında, Yozgat adına umutlanmıştım. Üniversitenin gerçek kimliğine kavuşturulabileceğini, yeni adımların atılıp, Yozgat ile üniversite arasına örülen kalın duvarların yıkılabileceğini düşünmüştüm. Ama bir şartla...
Bozok Üniversitesi'nin iki döneminin heba edilip, makam sahiplerinin kameralar karşısında şov yapıp, emir-komutaya bağlı, Kayıkçı Teknesi'nde günlerinin dolmasını beklediği dönemin bitirilebilmesi için siyaset kurumunun buna izin vermesi gerekiyordu. Ama olmadı. 'Sorgun ilçesinin altyapısı tamam değil, bu süre içerisinde Veterinerlik Fakültesi eğitim sürecine Yozgat'ta başlayacak' denildi. Siyasetçiler 'dur bakalım!' uyarısında bulunup, gerekçeler 'mazeret' olarak kabul görmesine izin verildi. Bu gelişme sayın rektörün de, kendisinden önce görev yapanların bindiği 'Kayıkçı Teknesi'nde yerini almaya hazırlandığının habercisi oldu...
Sonra devamı gelecekti...
Geldi...
Önceki gün gerçekleştirilen tören ile Yozgat Vapuru'nun kaptan köşkünden alınıp, Kayıkçı Teknesi'ne bindirildi. Bozok yönetimi, şakşakçı başının alkışları eşliğinde, süper(!) bir etkinliğe imza atmış olmanın sevinci ve heyecanı içerisinde reklam filminin bir parçası olarak, kameralar karşısında gerekli şovunu, en güzel bir şekilde yapmış olmanın mutluluğunu yaşadı...
'Formaliteleri yerine getir, gerisini boşver' anlayışı içerisinde görev sürelerini doldurup, bindikleri Kayıkçı Teknesi ile meçhule karışınlara bakılıp, ders çıkartılmalıydı. Çıkartılmadı. Bugün ve bundan sonraki süreç içerisinde yapılacak olan bütün etkinlikler kameralar karşısında, şakşakçı başının alkışları eşliğinde gerçekleştirilecek. Yapılanlar sene sonunda hazırlanacak olan 'faaliyet raporuna' bir madde olarak yazılmaktan öteye gitmeyecek.   Ve... Kaybeden Yozgat olacak...