BİZ Yozgatlıyız gardaş, bozkırın ortasında yaşarız.
Yaz geldi geçti de, aramızda tatil yüzü göremeyenimiz var.
Deniz nedir?
Tatil ne?
Bilemeyenimiz, ekmek kavgası verenlerimiz var.
İşsizliğin zirvede olduğu bir şehirde ayakta durmaya çalışırız.
Şu sıralar öğretmenler elimize listeler veriyor…
Sulu boya, kuru boya…
Bir top kağıt, beş adet renkli fon kağıdı…
Pastel boya, silgi, sulu boya…
Evlat okutmak kolay mı?
Kış geliyor öbür yandan.
Odun-kömür kaç para?
İthalini almadan evi ısıtmıyor, döviz kuru ithal kömürün fiyatını şimdiden ısıtmış.
Ev hanımları turşuluk almak için avuçlarında sıktıkları, kıyafet dolabında kıyafetlerinin altına sakladığı paraları çıkardılar.
Birkaç kilo kelek, bir iki kilo biber…
Sirke ve sarımsağa para yeter mi?
Bizde hal ve durum budur…
Bize ne sizden?
Siz falan kamu binasını yıkıyormuşsunuz, yıkın!
Yerle bir edin…
Siz yeni makam arabaları almışsınız, alın!
Siz bilmem kaç liraya sürahi, tabak falan almışsınız, ne güzel…
Bizden size ne, sizden bize ne…
Biz kendi derdimizdeyiz ağam.
Biz kendi derdimizdeyiz paşam.
Yarın siz gidersiniz, öbürleri gelir.
Ne değişir, ne fark eder?
Biri gelir havuz yapar, öbürü gelir bina yıkar.
Biri gelir kaldırım söker, öbürü gelir kayan taş dizer.
Yozgat’ta düzen budur!
Siz daha anlamadınız mı?
Neymiş, eski doğum hastanesi binası yıkılıyormuş, yıkılmış…
İsrafmış, yazıkmış, günahmış…
Bana ne!
Bize ne!
Size ne!
Ben ki doğum evi yerine, dedemin evinde, Mühübe Hala adlı ebenin gayretiyle dünyaya gelmişim.
Eskisi yıkılsa ne, yenisi yıkılsa ne…
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Bugün Yozgat’a gelecek olan İYİ Partili Ümit Özdağ’ı.
*Yaklaşık üç dakika süren anma etkinliğini.
*Adaylığa iddialı hazırlanan aday adayını.