KRİZİN fısata çevrilmesi anlayışını, artan talep karşısında '3 kuruşluk ürünü, 3 liraya satmak' olarak algılandığı bir dönemden geçiyoruz. Yazık... 
Biz ne ara böyle olduk! bilemiyorum. Bildiğim Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı virüs açıklamalarının ardından, gittiğim marketlerde bazı gıda maddelerinin tükendiği, bu maddelerin başında da makarnanın geldiğini görmek, üzdü. Diğer bir üzücü taraf ise, temizlik maddeleri ile kolonya fiyatlarının iki komşu market arasındaki fiyat farkı... 
Asıl düşünülmesi, araştırılması, incelenmesi gereken diğer asıl konu da, yaşınılanların ''Ne yapsınlar krizi fırsata çeviriyorlar'' veya ''Çıngırdak bayramda satılır'' ifadeleriyle durumu meşrulaştırma çabalarıdır. Gerçekten bunun bilimsel, sosyolojik araştırmasının yapılması gerekir. Algılamanın, üretilen mazeretin bu toplumun ürettiği bir şey olmadığını düşünüyorum. O nedenle 'biz ne ara böyle olduk' diye hayıflanıyorum...
Krizi fırsata çevirmek; Bir malın değerini talebe göre yükseltmek anlamına gelmiyor. İhtiyaç olmasına karşın, talebi olmayan veya az olan ürünün tanıtımı yapılarak, sürekli tüketimini sağlamaktır, krizi fırsata çevirmek. Talebi karşılamak için ürün kalitesini düşürüp, fiyatını yükselmek değil, daha kaliteli ürünler üreterek, ürün satışının devamlığını sağlamaktır... 
Ne oldu?.. Kıtlık bile olsa, paylaştığın süre içerisinde rahat edersin, hayatta kalırsın. Hepsini, ihtiyacından fazlasını stokladığın zaman, ihtiyacı olanlar zora düştüğünde senin kapını çalıp, stokladığın ürünü zorla almayacak mıdır? Kaos yaşanmayacak mıdır?..
Bir gün önce 8 liradan satılan çilek, bir gün sonra 17 liraya yükselmiş. Sarımsak 37 lira. Ne demeli, bilemedim...