İNSANLARI ve toplumu sevgiyle mi yoksa sertlikle mi yönetmek gerek? İnsanlık, yıllar boyu bu konuyu tartışarak soruya yanıt aramıştır. Kimi devletler ülkelerini sevgiyle yönetirken kimi devletler de sertlikten yana tavır koymuşlardır. Sizce hangi tür devletler başarıya ulaşmıştır? İşte sorunun yanıtı:
Rüzgâr ile Güneş hangisinin daha güçlü olduğu konusunda bir iddiaya girişirler.
Rüzgâr,
—Ben senden daha güçlüyüm. Bak, şu yaşlının ceketini sırtından fırlatıvereceğim, der ve esmeye başlar, giderek şiddetlenip fırtınaya dönüşür; ama yaşlı adam ceketine daha sıkı sarılır.
Güneş,
—Beceremedin. Ben daha güçlüyüm. Yaşlı adama ceketini şimdi nasıl çıkarttıracağımı gör, deyip saklandığı bulutun arkasından çıkar ve ortalığı ısıtıverir.
Isındığını hisseden yaşlı adam, ceketini çıkarır ve neşe içinde yürür.
Güneş, rüzgâra döner ve der ki:
—Sevgi sertlikten daha etkilidir.
***
Devlet yöneticileri, ülkelerini yönetmek için çeşitli planlamalar yaparlar. Ancak önemli olan birtakım planlamalar yapmak değil, bunları uygulayabilmektir. Bu nedenle bir planlama yapılırken bunların kimler tarafından ve nasıl uygulamaya konulacağı iyi hesaplanmalıdır. Yoksa yapılan planlar suya düşer. Aşağıdaki öykücük de tam bunu anlatıyor:
Bir gün fareler bir araya gelir ve başlarına bela olan bir kediden kurtulma planları yaparlar. Ortaya pek çok düşünce atılır. Ancak hiçbiri kabul görmez. En sonunda genç bir fare, kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri, fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. Sonra da der ki:
—Fakat kafamı bir soru kurcalıyor. İyi, güzel de aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak?..  
***
Mertlik nedir? Sözlük anlamına bakıldığında; ”yiğitlik, güvenilirlik, sözünün eri olmak” anlamları taşır. Ancak mertlik, bu anlamlarının da çok ötesinde geniş kapsamlı yüce bir özelliktir. Mert insan; her şeyden önce dürüsttür, onurludur, sözüne güvenilirdir, temiz yüreklidir, karşısındakine saygılıdır, gönül kırmaktan kaçınır, alçak gönüllüdür, haksızlıklara karşıdır, toplumun çıkarlarından yanadır, kısacası tam bir örnek insandır. 
Şimdi de mertlikten nasibini almamışlara ders olacak bir öykücük sunayım:
Geçmişin büyük bilginlerinden biri uzun bir yolculuktan dönmüştü. Yorgun ve bitkindi. Ter ve kir içindeydi. Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendini çok rahatsız eden ter ve kirden kurtulmak oldu. Hamamda kendisini yıkayan tellak, görgüsü kıt biriydi. Yıkanma kesesine dolan avuç avuç kirleri suya tutacağına, ne kadar kirli olduğunu hissettirmek için adamın önüne yığıyordu. Bu arada tellak, keselediği kişinin bir bilgin olduğunu öğrenince ona bir soru yöneltti:
—Efendim madem siz bir bilginsiniz, mertliğin ne olduğunu bana açık seçik anlatır mısınız?
Bilgin, tellağa bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalamıştı. Şöyle dedi: 
—Mertlik; kimsenin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir.
***
Son zamanlarda doğal gaza yeni bir zam formülü bulundu. Artık bir defada %5-10 yerine, her ay %1 zam yapılıyor. Aşamalı zam uygulanıyor anlayacağınız. Dolayısıyla vatandaş hissettirilmeden zamma alıştırılıyor. Tıpkı kurbağanın ısıya alıştırılıp haşlanması gibi:
Kurbağayı sıcak su dolu bir kazana atarsanız ani bir hareketle sıçrayarak hemen dışarı fırlar. Ama normal sıcaklıkta suyun içine koyarsanız tehlikeden habersiz keyfine bakar. Sonra suyun sıcaklığını yavaş yavaş artırırsınız. Kurbağa hâlâ tehlikeden habersizdir. Hatta sıcaklığın etkisiyle hafifçe uyuşur. Su iyice ısındığında kurbağa artık haşlanmaya başlamış ve o kadar uyuşmuştur ki sıçrayıp kazandan kaçacak dermanı da kalmamıştır. Ölümü kaçınılmazdır artık.
***
Ülkemizi ayakta tutacak en önemli güç birlik ve bütünlüğümüzdür. “Birlikten kuvvet doğar.” atasözü, bunu en güzel biçimde anlatmaktadır. Birlik ve bütünlüğümüzü sağlamak ülkemizi yönetenlerin baş görevlerindendir. Kuşkusuz bu konuda muhalefetin de sorumlulukları vardır. 
Bilindiği gibi siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez ögeleridir. Ancak partilerin birbirlerine karşı sert, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemlerde bulunmaları, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne zarar vermektedir. Çünkü halkın temsilcilerinin bu ters yaklaşımı tüm ulusu olumsuz etkilemektedir.  Bu nedenle siyasal partiler, bir an önce bu olumsuz tutum ve davranışlarından vazgeçilmelidirler. 
Yeri gelmişken konuyla ilgili bilinen bir başka öykücüğü aktarayım sizlere:
İyi huylu, geçimli, sevecen bir adamın sürekli birbirleriyle didişen dört oğlu vardı. Adam, oğullarının iyi huylu ve geçimli olmalarını çok istiyordu. Günün birinde aklına bir çözüm geldi. Oğullarından bir demet çubuk toplayıp getirmelerini istedi. Sonra her birine getirdikleri demeti dizleriyle kırmalarını söyledi. Hepsi denedi, ama hiçbiri bunu beceremedi. Adam demeti çözdü ve çubukları teker teker çocuklarının ellerine vermeye başladı. Çocuklar bütün çubukları bir bir kırıp attılar. Adam bunun üzerine onlara şöyle dedi: 
—Evlatlarım, birlik olursanız zorlukların üstesinden gelirsiniz. Ayrılırsanız zorluklar sizi ezip geçer. Birliğin kuvvet olduğunu aklınızdan çıkarmayın sakın!
***
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle…