Bu yazıyı seçimden önce gönderdiğimden dolayı, seçim yasaklarını çiğnememek için olacak, fıkra yazalım istedik..!
Adamın biri iş seyahatine çıkacak, acelesi olduğu için, uçak biletini alıp, havaalanı yolunu tutar. O ara içinden bir ses “Bu uçağa binme düşecek.” der. Binmekten vazgeçer. Ve binmek istediği uçak düşer… Ucuz atlattık diye sevinir. Ertesi günü otobüs terminaline gider. Bileti alıp tam otobüse binecekken, içindeki o ses “sakın binme, bu otobüs devrilecek.” der. Yine binmekten vazgeçer ve otobüsün akıbetini sorgular. Otobüs garajdan ayrıldıktan bir saat sonra devrilmiştir. Şansına şükreder… “Eh tren en garantisi” deyip, garın yolunu tutar… Biletini alıp kompartımana geçtiğinde, o uyarıcı ses “sakın binme, bu tren raydan çıkacak.” der. Kişi hemen trenden aşağı atlar ve kendisini ikaz eden sese “Dur kaybolma bi yere, ulan ben evlenirken sen nerdeydin” diye sorar. O ses uzunca bir kahkaha attıktan sonra “Abicim biz öyle büyük kazalara karışmıyoruz.” deyip gider. Trenin akıbetine gelince, o raydan çıkıp devrilmiştir. Yüce Allah’ım tüm ehli-müslümü büyük ve küçük tüm kazalardan esirgesin. Amin (S.T.)
Oldu olacak bir fıkra daha yazalım:
Temel’le Dursun sohbete dalmışlardır. Temel Dursun’a “Ula Dursun ikimizde futbol tutkunuyuz. Acep obür Dünyada da futbol oynanıyor mudur?” Dursun’da Temel’e “Gardaş hangimize Hak vaki olursa mektupla durumu bildirsin!” Bir zaman sonra, Dursun baki dünyaya göç eder. Aradan bir hafta geçmeden, postacı Temel’e mektup getirir. Temel zarfı aceleyle açar. Kahvedeki arkadaşları Temel’in başına üşüşürler. “Kimden gelmiş, oku şunu” derler. Temel ağlamaklı bir sesle “Dursun’dan gelmiştir.” der ve mektubu okumaya başlar: “Temel sözleştiğimiz gibi buradan havadisleri yazıyorum. Sana bir iyi haberim, bir de kötü haberim olacak. Birinci iyi haberim; Burada da futbol maçları var. Kötü haberime gelince; önümüzdeki hafta oynanacak maçlarda, seninde adın yazıyordu…”
Neylesin Temel? Mektup elinden düşüverir…