Devir çoğu yerde, dosdoğru olmayı kabullenmez… Eğilmemeyi, bükülmemeyi egosu yüksek diye tanımlar. Karizmada leke yoksa kenarından köşesinden çamur atmaya bayılırlar… Yükseldiği yola taş değil, kaya koyarlar…
Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrat ve alabildiğine hümanist. Yardımsever, muhatabının derdini dert eyler… Maskesiz içindeki yüzünden okunan, saygılı, toplumcu, atak, gözünü budaktan esirgemeyen, yer ve zamanına göre kravatlı efe… Kariyeri zirvede, Ceza Hukuku profesörü, dekanlık yapmış, kitaplar yazmış, yüzlerce konferansın yıldızı olmuş, arkadaş, dost canlısı, aranan, aranılan kişilik sahibi ve o Türkiye Barolar Birliği Başkanı METİN FEYZİOĞLU.
Ödünsüz, haksızlıklara direnen, sözünü esirgemeyen, sözünden dönmeyen, sevdasının önceliğini önce vatan alır, milletini baş tacı yapar, doğru söyler, dokuz köy peşine düşer..! İkbale, şöhrete, paraya ihtiyacı yoktur. Mazisinde en ufak bir leke bırakmamış, nur içerisinde yatsın rahmetli Turhan Feyzioğlu’nun torunudur. Anadolu da sık kullanılan bir söz vardır. “Ot kökünün üstünde biter.” Başka yoruma ne söz ne virgül ne de nokta gerekmez.
Onu, darda kalmış bir garibanın elinden tutmuş, mazlumların yanında yer almış, büyüğüne saygı küçüğüne sevgide bir Yunus Emre felsefesinin içerisinde yoğrulmuş “ Yaradılanı severim, YARADANDAN ÖTÜRÜ” bayrağını taşıyan olarak görürsünüz. Görmek için tanımak, felsefesini bilmek gerekir. Eh ne diyelim, ne yazalım..? Sadece; kıymetli Metin Feyzioğlu, Gül atan kadar, taş atanda olur. Yolun aydınlık, kalemin, yüreğin sağlam olsun.