Memleketin ekonomik kalkınmasının yanı sıra, kültürel ve sanatsal alanda bir kalkınma olmadan sahici bir ilerleme olacağına inanmıyorum.
Üstat Sezai Karakoç’un deyimiyle Yozgat’ta “Ağır bir kültür hamlesi” yapmak gerekiyor.
Bu anlamda naçizane ilk somut önerimi sunuyorum.
Yozgat’ın her mahallesine en az bir “Bilim sanat evi” veya “Bilim sanat merkezi” yapılsın. İsmini de siz koyun, hatta pilot uygulamasına Yozgat’ın merkeze en uzak mahallesinden başlansın.
Bu projeye göre; her mahalleye büyüklüğüne ve ihtiyacına göre bir veya birden fazla bilim sanat evi yapılıyor. Bu evler fazla maliyet gerektirmeyen ama güzel dizayn edilmiş, temiz, ferah, ışıklı ve prefabrik mekânlar olabilir…
Nitekim birçok yerde o şekilde yapılıyor.
Temel amaç; gün içerisinde annelerin ve çocuklarının kaliteli, verimli vakit geçirmesidir. Çocuk okuldan çıkıyor, eve geliyor, ihtiyaçlarını gideriyor ve bilim sanat evine gidiyor. Okulda işlediği derslerin ev ödevlerini bilim sanat evinde gözetmen-belletmen gözetiminde yapıyorlar. Ödevler bitiyor, çocukların ilgisi, becerileri doğrultusunda diğer faaliyetler yapılıyor; satranç, bilgisayar, resim, müzik vs…
Anneler günlük işlerini ve rutinlerini tamamladıktan sonra bilim sanat evlerinde diyetisyen, estetisyen, spor hocası, aşçı ve benzeri uzmanlarla birlikte, ilgi alanlarına göre faaliyetlerde bulunuyorlar ya da bir araya gelerek kabul günlerini bu bilim sanat evlerinde yapıyorlar.
Peki, kadınlar için neden böyle bir ihtiyaç var?
Malumunuz Yozgat’tın ev hanımları ne vakit, ne de birikim olarak çocuklarının bilgi-beceri kazanmasında ve ders çalışmalarında onlara rehberlik edebilecek durumda değiller. Ayrıca Yozgat, kültürel-sosyal altyapısı ve imkânları oldukça kısıtlı bir il. Kadınlarımızın meşru, makul ve güvenilir bir sebeple evden dışarı adım atmasını sağlayacak ortamlar neredeyse yok. Bütün eğlence organizasyonları gençlere yönelik düzenleniyor.
Uzun lafın kısası hedef kitlesi ev hanımları olan bir proje, çalışma, organizasyon yok.
Burada bir Afrika atasözünü dile getireyim, “Bir erkek yetiştir, bir kişi yetiştirmiş olursun; bir kadın yetiştir, bir aile yetiştirmiş olursun.”
Bilim sanat evlerinde işleyiş nasıl olacak?
İnsan kaynağını oluşturacak belletmen, eğitmen ders ücretleri halk eğitim merkezleri tarafından karşılanabiliyor. Bunun için iki şart var; ders verecek olan eğitmende sertifika aranacak ve verilecek eğitim halk eğitim modül yapısına uygun içerikte hazırlanacak. 
Böylelikle bilim sanat evleri belediye bütçesine daha az yük olacak.
Diyetisyen, spor hocası, estetisyen gibi diğer uzmanlar, bağlı bulundukları il müdürlüklerinin görevlendirmesiyle haftanın belirli günlerinde projede görev alabilirler. 
Bilim sanat merkezlerinin emniyeti ve sükûneti için bir oda muhtar odası olarak da ayarlanabilir. Bu şekilde mahalle muhtarı da projede yer almış olurlar.
Hali hazırda bu projeyi uygulayan çok sayıda belediye var.
Belediye Başkanı Kazım Arslan’ın kültür ve sanat konusundaki hassasiyetini bildiğim için böyle bir yazıyı kaleme aldım. Muş’ta bile hayat bulan bu proje neden Yozgat’ta da olmasın…
Bu yazdıklarım geliştirilebilir. Benimki sadece öneridir.
Kadınlarımızı televizyonların sabah programlarına, çocuklarımızı da artık çöplüğe dönüşen sosyal medyanın insafına bırakmamış oluruz diye düşünüyorum…
Tek eksiğimiz ilk adımdır. İlk adımı da bu yazım ile ben atmış olayım.