Son zamanlarda sosyal medyanın etkisiyle, birçok eylemimiz söyleme dönüştü.
Daha önce icra ettiğimiz, uyguladığımız, fiiliyata döktüğümüz konularda pasif duruma geçtik.
Artık Cuma günü camiye gitmek yerine, Perşembe gecesinden itibaren kutlama mesajı atıyoruz.
Kandillerde dua etmek yerine, saatlerce sosyal medya hesapları üzerinden mesajlar yolluyoruz.
Engelliler Günü gibi önemli günlerde ise beylik laflar edip, günü kurtarıyoruz.
Sosyal medyada engellilerin yanındaymış gibi mesajlar yazıyor, günlük hayatta onlara engel olmayı sürdürüyoruz.
İşte dün 3 Aralık Engelliler Günü icra edildi.
Şüphesiz yönetici pozisyonunda olan isimler, bu tür önemli gün haftalarda, günün anlam ve önemini anlatan açıklamalar paylaşabilir, paylaşmalıdır.
Onların görevlerinden bir tanesi de budur zaten.
Ya üzerine vazife olmayan işleri üslenenler?
Sosyal medyadan afilli bir fotoğrafını paylaşıp, yanına gün hangi gün ise, internetten kopyaladığı mesajı yazıp paylaşanlar?
Onlara ne demeli?
Kardeşim sen milletvekili misin, bakan mısın, vali misin, belediye başkanı mısın?
Diyeceksiniz ki ‘ne mahsuru var?’.
Mahsuru şu…
Bu tiplerin çoğalmasıyla toplum olarak asli görevlerimizi unutuyoruz.
Sosyal medyadan beylik laflar ettikten sonra görevimizi yerine getirmiş sayıyoruz.
İç huzuru tesis ve temin etmiş oluyoruz.
Oysa günlük hayatta engellinin camiye girişini engelliyor, engelli geçişine araba park etmeyi sürdürüyoruz.
Bugün Yozgat’ta engellilerin erişim sağlayabileceği tek lavabo olan, Büyük Cami yanındaki yapının yollarını engelliye kapatıyoruz.
Onları şehir merkezinde sefil ve perişan ediyoruz.
Terminalde bulunan engelli asansörüne utanmadan zarar veriyoruz.
Çalışmasın, kim uğraşacak mantığıyla işgüzarlık yapıyor ve kullanmak isteyen engelliye ‘çalışmıyor’ diyoruz.
Bankanın yan kısmında bulunan asansörün önüne, banka aracını park ediyoruz, engelli, merdiven önünden saatlerce içeriyi izliyor.
Toplu taşıma araçlarımız zaten engelliye uygun değil.
İki kere yazmama karşın, Yozgat’ta engellilere yönelik ikinci bir akülü araba şarj istasyonu kurduramadık.
İlimizdeki engellilerin spor vadisi, kent park gibi yeşil alanlara gidebilecek menzile sahip araçları yok, gitmeye kalksalar yolda şarjı bitiyor ve ortada kalıyorlar.
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Onun için gelin, biraz sanallık yerine duyarlılığı gerçeğe dönüştürün.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Amaç dışı kullanılan ücretli otopark alanlarını.
*Yıkımlarla nefes almaya devam eden şehir merkezini.