‘‘Bilmiyorum, peki kimsiniz siz?’’ sürücü kusur veya suç işler, bazen de alkollüdür, trafik polisi  “Lütfen ehliyet ve ruhsatınızı verir misiniz,’’ der… Karşısında ki ya telefona sarılmıştır, ya da  “Benim kim olduğumu biliyor musun?’’ yalanına… Hadi diyelim ki, sen kim oğlu kimsin, sayılı bürokrat, zengin, milletvekili çocuğu veya yakını… Sizler anayasanın 10’uncu maddesi kapsamı dışında mı kalıyorsunuz..?  “Orda herkes eşittir’’ maddesi vardır, ayrıcalıklı olma yetkisini hiç kimse, hiç kimseye tanımaz, tanıyamaz… Kişi kusurunu veya işlediği suçunu   “Benim  kim olduğumu biliyor musun?’’ sorusuyla savuşturma yolunu seçmektedir. Aklı sıra devletin polisini etki altına almaya çalışmaktadır…
Dikkatinizi çekmiştir! Hasarlı bir kazada kişiler arabadan iner inmez, telefonuna sarılmakta, birbirlerine geçmiş olsun deme gereği duymamaktadır. Birbirimize saygı insanlık gereğidir… Kanunlara saygı ve uymakta yasa hükmüdür… 
Daha geçenlerde İspanyanın meşhur bir futbolcusu trafik kusurundan dolayı yüklü bir ceza ödemiş, kimseye de “Benim kim olduğumu biliyor musun?’’ dememiştir. Dese karşılığı daha ağır cezadır.
Bir gün trafik polisi bir  dostumuz anlatmıştı  “vatandaş arabasını yalpalayarak sürüyor, durdurdum, kişi zil zurna bir vaziyette, ehliyet, ruhsat dedim. Benim kim olduğumu biliyor musun? dedi… Peki siz kimsiniz? dedim. Başladı kendini tanıtmaya  “Ben ki; Yıldırımın, Fatihin, Yavuzun ve de Kanuni Sultan Süleyman Padişahlarımızın vatandaşıyım!’’ Yine  “ben ki’’ dediğinde  “biz de bu vatanın evladıyız’’ karşılığını verdiğimde, vatandaş demez mi “burası Fransa değil mi…?’’ Artık ne kadar içtiğini ve o halde aracına bindiğini tahmin edebilirsiniz… 
Şimdilik çünkü gerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gerek Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bence bu sorunu en kısa sürede çözeceklerdir.