Gazetemizin 45. yılında da Türkiye bir seçime gidiyordu. Yine bir seçim dönemindeyiz. Şöyle bir geriye bakın bakalım AKP’li hükümetler Yozgat’a neler kazandırmış? Sahi kazandırılan fabrikalar var mı? Hayvancılık mı, tarım mı büyüdü? O yüzden mi kalktı göç eyledi Yozgat ellerinin yiğitleri… O yüzden mi bir çok alanda 81 il arasında hep gerilerde bulunuyoruz. 
Görkemli kamu binaları bu ülkeye bir şey kazandırmıyor. Ankara’daki kaçak saraya benzetilmek istenen Yozgat Valilik binası bu haliyle olsa ne olmasa ne? İnsanların adalete olan güvenini yitirdiği bir ülkede büyük adalet sarayı binaları yapsanız ne yapmazsanız ne? 
Yıllar önce “hızlı tren” sözü verilmişti. Geldi mi o hızlı tren? Ne zaman geleceği de belirsiz. Hastane yapılacaktı? Ne oldu o hastane, neden bitirilmez yıllardır. Yozgat’a fabrikalar mı kurdular yoksa olan fabrikaları satıp yerlerine apartmanlar mı dikildi? “Bira fabrikasından emekliyim” diyen hemşerilerimize torunları soracaktır “Nerede bu fabrika?” diye. Sahi nerede o fabrika? Her yerin yolları yapılır de, Yozgat yolları neden bir türlü bitirilmez… 
Seçim dönemi Yozgat’ın köylerine oluk oluk para akıtılıyor. Ama ortada ne plan, ne proje, ne de ihale var? Bazı muhtarlarımızın “seçim rüşveti” kokan parayı iade etmeleri örneği de Yozgat’ta verildi. En iyisi “ben karışmayayım” deyip o konuları keselim… 
Böyle gazetelere ihtiyaç var 
Yerköy ilçesinde Nazım Kayhan ağabeyimin “Yerköy” gazetesinde haberlerim yayımlanmaya başladığında “Ben gazeteci olacağım” demiştim. Aradan neredeyse 40 yıl geçti. Gazetecilikten başka bir mesleğim olmadı. Dahası gazetecilikten başka bir gelirim de olmadı. Elinizde tuttuğunuz gazetemiz İLERİ’nin bir dönem sorumluluğu bendeydi. Yayınını sürdürdüğü her dönemde İLERİ bağımsızlığını korumayı bildi. 
Siz bakmayın kıymetli ağabeyim Aslan Karadeli’nin bugün kenarda sessizce oturmasına, olup bitenleri seyretmesine. İLERİ’yi yayınladığı dönemde gazetemizde çarpıcı bir haber varsa, gazeteden önce esnaf haberi ondan öğrenirdi. Coşkuyla, sevinçle dolaşırdı. Yıllar geçti, kısa pantolonlu olarak tanıdığım Mükremin Kayhan, İLERİ’nin sahibi oldu. 
Gazetemiz,  Mükremin Kayhan’ın sahipliliğinde de ilkeli gazeteciliğini sürdürerek teknoloji alanında da  atılımları yaptı. Gazetemizi 49. yılına ulaştırdı. “Gazetemiz” diyorum, kendimi hep bu gazetenin bir mensubu olarak da gördüm. O yüzdendir ki bir hata gördüğümde Yasin Kayhan’ı, Tarık Yılmaz’ı aramayı da kendime görev edinmişim. 
Döneme göre dalgalanmaz
Gazetemiz internette de var. Gazetemizi elime alıp “bakalım Salim Taşçı ağabeyimiz Yozgat özlemini bu kez nasıl dile getirmiş” diye okumaya başlarsınız. Ahmet Sargın’ın “şairce” yazdıklarını, Yasin Kayhan’ın hangi konuda “siyah-beyaz” dediğini, siyasetin nabzını çok iyi tutan, “siyaset rüzgarının” nasıl estiğini Tarık Yılmaz’dan öğreniyoruz. Mustafa Teker’in değişik konularda halkın görüşlerini yansıtan röportajlarıyla “Yozgatlının ne düşündüğü” konusunda bilgi sahibi oluyorsunuz. Rıfat Çakır’ın bu gazetedeki her yazısı gurbet ellerdeki her Yozgatlıya “memleket havası” aldırdı.. 
Seçim dönemlerinde bazı yayın organları “biraz reklam alalım” diye yön değiştirir. Siyasi hava nasıl eserse essin, İLERİ bunların karşısında hiç eğilmedi, reklam alacağım diye kimseye boyun eğmedi, yayınında dalgalanma yaşanmadı. Bir zamanlar bol keseden para dağıtan, şimdi zorda giren Yozgat’ın tanınmış bazı şirketleri karşısında da hep dik durmayı bildi. O yüzdendir ki bu gazeteye Yozgat’ın her daim ihtiyacı vardır. Yozgat’ta bizim ilk durağımız hep gazetemiz olur. 
Yozgat…Yozgat, yine gözümde tütmeye başladın…Yok, yok belki bugün, belki yarın gelirim sana…