Onun yokluğu çok kötü bir şeydi. Allah kimseye yaşatmasın.

Bazı dönemler fazlalık gibi görünür ve bir kenara atılmayı beklerdi.

Ancak günü gelince yerinden çıkar ve başköşeye kuruluverirdi.

Onu başköşeye oturtmakta zordu, oradan kaldırmakta.

Allah var oturduğu yerin hakkını verir, ağırlığını ortaya koyardı.

Kurulduğu yerde fazlalık olduğu düşünülünce, yine ses etmez aynı ağırlığıyla başköşeyi terk ederdi.

Allah var damarına basmaz ve körüklemezseniz kimseye zarar vermezdi.

Tam aksi her zaman sıcaklığıyla herkesi sarar-sarmalardı.

Ama çok yüklenildiğinde ve bunaltıldığında da tepkisi sert olurdu.

Ortamı darma duman eder, orada kim var kim yok hepsini zehirlerdi.

***

Herkesi istese de istemese de aynı ortama toplar, aynı odada bir araya getirirdi.

Bugünkü gibi herkes kendi odasında, kendi dünyasında yaşayamazdı o zamanlar.

Onun etrafında toplanılır, onun herkesi ısıtan sıcaklığıyla her aile ferdi sohbet ve muhabbet ederdi.

Kavga da etsen, küssen de onun olduğu oda terk edilmez, bir saat sonra mecburi diyaloglara geçilirdi.

Ahde vefalıydı ve sağlamdı.

Öyle birkaç yılda yarı yolda bırakmazdı.

Genellikle eski Sorgun kömürünü ya da ithal kömürleri severdi.

Odununuzda kaliteyse sırtınızı sıcağa yaslayabilirdiniz.

Hava durumlarının eksi gösteren kış haberleri sizi pek ırgalamazdı.

Çünkü hanenizin ortasına kurulan sağlam bir sobanız vardı.

Yozgatlı genellikle fırınlı sobayı tercih ederdi.

Ancak bazı ihtiyarlar vardı ki, onların tercihi her zaman yuvarlak sobaydı.

Kemikleri yuvarlak sobada daha bir ayrı ısınırdı.

Ayrıca o sobaların Eskişehir yapımı tercih edilirdi.

 ***

Maharetli Yozgatlı hanımlar kış aylarında tüp tüketimini neredeyse yarıya indirirdi.

Tüpten tasarruf adına tüm yemekler sobanın üzerinde pişer, bulaşık için sıcak su soba üzerinden temin edilirdi.

Bu arada balkona çamaşır asamayan hanımlar, sobanın yanında ve boru üzerinde çamaşır kuruturdu.

Duş için de soba kullanılırdı, yemek içinde…

Her gün kova döküp doldurmak ayrı bir zahmet ve emek gerektirirdi.

Yozgat insanı sobaya has damak lezzetleri de geliştirdi.

Örneğin soba fırınına atılan patates ve soğanlar.

Soba üzerinde yufka ekmek ve çökelek ile hazırlanan gevrek dürümler.

Belki bazen fırına kestane atmak…

Şimdi doğalgaz geldi ve bizim sobalar ‘mülteci sobası’ oldu.

Tol Çarşı esnafı öyle diyor.

Sobayı artık ilimizdeki mülteciler satın alıp kuruyormuş.

Zahmetli ve eziyetliydi ama bazen özlüyoruz sobaları.

Selametle…

BUNLARA DİKKAT

-Dazgirlikte sınır tanımayan adamlara.

-Varlığını korumak adına her şeyi mübah sayanlara.

-Tuzlanmayan yoldan çıkmaya çalışan okul servislerine.

Dikkat edelim…

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN

*Bugün Yozgat’a gelecek olan MHP adayı Erdemir’i.

*Yozgatspor taraftarıyla buluşacak olan Erdemir’i.

*Hentbol takımımızın bugünkü maçını.